Sentence examples of "terk etmez" in Turkish

<>
Arthur, halkını terk etmez. Артур не бросит своих людей.
Bir yeri, kahrolası bir ruh almadan terk etmez. Не уйдет, не прихватив с собой невинную душу.
Formosa, Vietnam "ı terk etmeden önce ülkemiz için, halkımız için ve yeniden temiz bir çevrenin dönüşümü için tüm sorumluluğu kabul etmeli ve çaba sarf etmelidir. Formosa должен осознать всю меру ответственности и, прежде чем покинуть Вьетнам, приложить усилия к возвращению чистоты окружающей среды нашей стране, нашим жителям и центральному Вьетнаму.
Benim için fark etmez.. Мне это всё равно.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Benim yaşımda hiç fark etmez. В моем возрасте уже неважно.
Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz. Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами.
Parmaklarımı kessen de, ciğerlerimi yesen de fark etmez. Отрежьте мне пальцы, съешьте печень, не важно.
Her yıl milyonlarca işçi göçmen Orta Asya'dan Rusya'ya gelmek için memleketini terk ediyor. Каждый год миллионы трудовых мигрантов из Центральной Азии оставляют свою родину и едут в Россию.
Bu vana çok eskimiş, yirmi etmez. Клапан старый, он не стоит двадцати.
Ölümden sonra vücudu terk ediyor. После смерти она покидает тело.
Hikayesini şimdi değiştirirse her kim hakkında her ne söylerse söylesin bir şey ifade etmez. Если он поменяет свою историю сейчас, его показания ни черта не будет значить.
Ben, şef geçti ediyorum kocam beni terk etti sekreteri için, ve ben ona nafaka ödüyorum. Меня сместили с должности шефа, муж меня оставил ради секретарши, и я плачу ему алименты.
O zaman fark etmez. Тогда и разницы нет.
Senin bana yaptığından çok daha azını yaptıkları için insanları terk ettim. Я бросала людей и за меньшие проступки, чем вы совершили.
Hayır, gerçekten fark etmez, ben bu gece bir şeyler okumak istiyorum. Нет, уверяю тебя, это не имеет значения. Сегодня я хочу почитать.
Dedim ki, "Beni terk etmiyor." Я подумал - "так он не уходит"
Döküntü bir kamyonet içinde sadece yirmilikle bir cüzdan ve beş para etmez bir olta takımı. У тебя битый пикап, в бумажнике баксов и удочка, которая нихрена не стоит.
Siz de binayı terk etmelisiniz. Вы тоже должны покинуть здание.
O zaman fark etmez, değil mi? Значит это не имеет значение, правда?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.