Sentence examples of "yeşil olanı" in Turkish

<>
Yeşil olanı beğenmediniz mi? Вам не нравится зеленый?
Tamam, yeşil olanı giy. Ладно, надень тогда зеленое.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Senin için doğru olanı yap. Сделай как лучше для себя.
Al Jazeera'ya göre aileler bahçelerine roka, patlıcan, domates ve karpuz ekerek mahalleye gökkuşağına benzer yeşil, kırmızı ve mor tonları katıyor. Интернет - издание Al Jazeera рассказывает, что местные семьи начали сажать в городских садах рукколу, баклажаны, помидоры и арбузы, добавляя оттенки зеленого, красного и фиолетового к этой урбанистической радуге.
Doğru olanı yapmanız gerek. Вы должны поступить правильно.
Suyu ve yeşil ağaçları severiz. Мы любим воду и зелень.
Bu doğru olanı yaptığım anlamına gelmez. Это не всегда означает поступить правильно.
Yeşil Bölge'ye saldırı oldu. Атака на зелёную зону.
Şimdi doğru olanı seç. Сделай правильный выбор сейчас.
Biri yeşil, biri mavi, Margo'dakinin aynısı. Один голубой, второй зелёный, точно как у Марго.
Kasabaya kadar olanı, hepsi bu. Ту, которая ведёт в город.
Bastır yeşil takım, ha? Вперёд, зеленые, да?
Onun için iyi olanı yapman gerekiyor. Значит, ты должен поступить правильно.
Sakız dışında yeşil bir şeyi ağzıma koyamam ben. Я не ем ничего зелёного, кроме жвачки.
Ama onların türün zayıf olanı olduğu gerçeğine saygı göstermelisin. Bir boğa olmak gibi düşün. Но нужно уважать то, что она слабый пол, и нельзя быть грубияном.
Elimden geldiğince çok Yeşil Marslı'yı özgür bırakmaya çalıştım. Я пыталась освободить как можно больше Зелёных Марсиан.
Ama doğru olanı yapmaya çalışıyordun. Но ты пытался поступить правильно.
Tamam, küçük yeşil adamlara dikkat et. Хорошо, следи за маленькими зелеными человечками.
İçinde hâlâ doğru olanı yapmak isteyen bir parçan olduğunu biliyorum. Я знаю, часть тебя все еще хочет поступать правильно.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.