Sentence examples of "zorunda olmadığın" in Turkish

<>
Gerçek kimliğini saklamak zorunda olmadığın bir yere. Где ты сможешь не скрывать свою сущность.
Bu tip şeylerle uğraşmak zorunda olmadığın için çok şanslısın. Повезло, потому что у тебя не таких проблем.
Afgan büyümek bir parti olduğunda milyonlarca insana selam vermek zorunda kalmaktır. Когда ты должен сказать привет миллиону человек в начале вечеринки
Tamam, fakat sadece komik olmadığın ve sana merhamet duyduğum için bunu yapacağım. Хорошо, но только потому, что ты несмешной и мне тебя жаль.
Şehrin kenar mahallelerinden şehir merkezine giden banliyö çalışanları kapatılan yollar yüzünden gidecekleri yere ulaşmak için iki - üç kilometre yürümek zorunda kaldılar. Водители, совершающие поездки с окраин города до центра, из - за перекрытых дорог должны пешком пройти - километра, чтобы добраться до пункта назначения.
Onca şeye rağmen psikopat olmadığın ortaya çıktı. В итоге получается что ты не психопат.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Eğer ona biraz borç vermeni isterse, hiç paran olmadığın söyle. Если кто-то попросит тебя одолжить денег, отвечай "нет".
Bazen polis tarafından durduruluyor, tutuklanmamak için onlara rüşvet vermek zorunda kalıyor. Он часто сталкивается с полицией, которой ему приходится давать взятки, чтобы избежать ареста.
Normal bir adam olmadığın için şanslısın, adamım. Тебе повезло, что ты ненормальный, мужик.
Bedenin göçmen bürosundan taşındığı Moskova'daki Botkin morguna neredeyse $ ödemek zorunda kaldıklarını öne sürdüler. Они заявили, что должны были заплатить почти долларов США за услуги морга Боткинской больницы в Москве, куда было перевезено тело из миграционного центра.
Bu acınacak bir şey, Booth yani olmadığın bir şeymiş gibi davranmak. Жалкое зрелище, Бут, притворяться тем, кем ты не являешься.
ve bana birşey ödemek zorunda değilsin. И вам не нужно платить мне.
Yeterince iyi olmadığın için mi çekiniyorsun? Боишься, что ты недостаточно хорош?
Ama ekonomi sınıfında artık hiç uçmak zorunda kalmayacağım. Но мне больше никогда не придется летать эконом-классом.
Pek aşina olmadığın bir laf olduğunu biliyorum. Я вижу вы не знакомы с понятием.
Annem onu seviyormuş, ama ayrılmak zorunda kalmış. Мама любила его, но ей пришлось уйти.
Günün saati, yargılayıcı olmadığın için teşekkürler. Спасибо, что не осуждаешь меня круглосуточно.
Onları getiren de ben oldum götürmek zorunda kalan da. Привёл их я, мне и уводить их пришлось.
Siyahi olmadığın için mi? Ведь ты не чёрный.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.