Beispiele für die Verwendung von "ödeme" im Türkischen

<>
Bana bir ödeme yapmanıza gerek yok Senyör Mavili. Вы не обязаны платить мне, сеньор Голубчик.
Sana şu anda ödeme yapamam, tamam mı? Просто прямо сейчас я не могу тебе заплатить.
Onlara şu an ödeme yapmadığını hayal etmek zor. Сложно представить что он не платит им сейчас.
Şehir, ölüme sebebiyet vermede, ödeme yapmaktan hoşlanmaz. Город не любит платить за причинение смерти по неосторожности.
Boone kardeşler Randall'dan parayı alıyor, sana ödeme yapıyorlar sen de gerekli şeyleri ayarlıyorsun, öyle mi? Значит, Рэнделл заплатил братьям Бун. А они заплатили вам. Вашей организации или что там у вас?
Tetikleri hemen şimdi çekebilirim ama tabii bana ödeme yapan yok. Я спущу курок прямо сейчас правда мне никто не заплатит.
Hiç ödeme almadım ve o yüzden hiçbir dosya yok. Я не получил оплаты, потому нет никакого досье.
Bu şekilde, sana ihtiyaçları var ve sana ödeme yapıyorlar. Таким образом, они нуждаются в тебе и платят тебе.
Formosa'ya karşı protesto & ödeme talebi için balıkçılar A yoluna balıkçı ağı getirdi. Рыбаки вынесли рыболовные сети на автомагистраль A, протестуя против Formosa и требуя выплаты компенсации.
"Hey, göğüsler için kredi kartıyla ödeme yapabiliyor musun?" "Эй, не знаешь, можно заплатить за сиськи кредитной картой?
Ve peki ya bize bir ödeme planı teklif ederlerse? А что, если они предложат нам план выплат?
İçeriden kişiler yardım ve yataklık ediyorlar ve bunu yapmak için de ödeme alıyorlar. И люди внутри компаний оказывают помощь и поддержку. И получают за это деньги.
Dul adında biri beni bulmaları için göçebelere ödeme yapmış. Некая вдова заплатила бродягам, чтобы они нашли меня.
Hayır, bana gerçekleri değerlendirdiğim için ödeme yaptılar. Нет, они заплатили чтобы я оценила факты.
Biz bu arabayı alıyoruz ve ödeme nakit olacak. Нам нужна эта машина и мы заплатим наличными.
Sana biraz tereyağı verebilirim. Sen de bana ayakkabıyla ödeme yapabilirsin. Я дам вам масло, а вы за него заплатите...
Nazikçe sorarsan, Bob lokantadaki telefonu kullanmana izin verir. Belki küçük bir ödeme yaparsın. Ну, может, Боб разрешит позвонить, если вежливо попросишь или немножко заплатишь.
Bir iş aldım, Bay Pancks, ve cuma günü ödeme yapılacak. Я получил работу, мистер Панкс, и я заплачу в пятницу.
Verdikleri kararların karşılığında ödeme alan ve şu anda aktif görevde üç yargıç var. На скамье трое судей, которые получают оплату в обмен на свои решения.
Avukatlarım bütçe oldukça vergiler ve bakım için ödeme yapmaya devam edeceklerdir. Мои адвокаты будут оплачивать налоги и содержание, пока будут средства.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.