Beispiele für die Verwendung von "bir uğrayayım" im Türkischen

<>
Geçiyordum da bir uğrayayım diye düşündüm. Я проходил мимо, решил заглянуть.
Nişanlanmanı tebrik etmek için bir uğrayayım dedim. Я должен был поздравить тебя с помолвкой.
Buradaki danışma grubuma da bir uğrayayım dedim. Подумал заскочить и отметиться на собрании интеллектуалов.
Komşuya giderken sana da bir uğrayayım dedim. Вот, проезжала мимо и решила заглянуть.
Geçiyordum, bir uğrayayım dedim. Был неподалёку и решил зайти.
Konuşmamızı tamamlamak için bir uğrayayım diye düşündüm sadece. Просто решил заскочить, мы бы закончили разговор.
Kendimi biraz yitik hissediyordum, o yüzden de, tanıdığım en dengeli çifte bir uğrayayım dedim. Я чувствовала себя немного потерянной, и решила прийти к самой уравновешенной паре, которую знаю.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Ev o kadar iyi bir yerde ki geçerken uğrayayım dedim. Я проезжал мимо, захотелось посмотреть дом. Очень живописная местность.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Bu civardaydım da, uğrayayım dedim. Я мимо проезжала, решила зайти.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Bu civardaydım da, büroya uğrayayım dedim. Ну, вообще-то я заканчивал и подумал...
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Ben de uğrayayım dedim. И решила тебя навестить.
Hindu filmlerden nefret ettiğim için değil ama, hükümet ölen bir sanayii kurtarmak için aldığı bu karardan hemen dönmeli! Только не ненавистные фильмы на языке хинди, сейчас правительство должно отступить от такого позорного решения, которое приняло, чтобы спасти умирающую индустрию.?
Porto, Portekiz'deki diğer şehirlerden daha hızlı bir şekilde bir hayalet şehre dönüşüyordu. Однако у города была и темная сторона, которую я обнаружил только на следующий день моего пребывания в нем.
Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar. Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины":
Onlar arasında bir ağ kurmak atılan doğru bir adımdır. Объединение этих активистов в одну общую сеть - это шаг в правильном направлении.
Sakharov Ödülü'nden sonra, birçok kadın, hastane bahçesinde doktora olan desteklerini kutlama yaparak belirtiyorlardı: Bir mağdur: "Bu bizim unutulmadığımızın, bize yapılanlara dünyanın göz yummadığına bir kanıttır". dedi. "Это означает, что нас не забыли, что мир не закроет глаза на то, что с нами случилось", - поделилась одна пациентка.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.