Beispiele für die Verwendung von "feda etmeye" im Türkischen

<>
Sen doğmadan çok daha önce, kardeşim ve ben bu sorumluluk uğruna hayatlarımızı feda etmeye hazırlandık. Ещё до твоего рождения мы с братом были готовы положить свои жизни на исполнение этого долга.
Onun için yüz bin frank feda etmeye hazırdın. Ты хотел пожертвовать сотней тысяч франков ради нее.
Bir Göçmen Karşıtı hayatını ülkesi için feda etmeye hazır olan kişidir... Это тот человек, который готов отдать за Родину свою жизнь.
Bir silahla intihar etmeye kalkmıştım. Я пытался сделать это пистолетом.
Bizi kurtarmak için her şeyini feda ettin. Ты всем пожертвовала, чтобы спасти нас.
Sadece Ezra'ya yardim etmeye çalisiyoruz. Мы просто пытались помочь Эзре.
Seni ararken hayatımın yarısını feda ettim zaten. Я пожертвовала ее половиной в поисках тебя.
Sadece diğer Seraf'ı bulmak istiyoruz ki hepinizin bedenindeki kutsal metni tercüme etmeye yardım edebilelim. Мы лишь хотим найти другого Серафима, чтобы перевести священные письмена на ваших телах.
Bunlar bana zevk veriyor, ama ayrıca günlük hayatta yapabileceğim bir şeyi feda etmemi sağlıyor. Всё это приносит мне радость. Но вместе с тем это то, чем можно пожертвовать.
Bu adamlara yardım etmeye çalıştım. Konu hakkında hiçbir şey... Я просто помогала ребятам Я ничего не знаю о...
Herkes vezirini feda edebilir, Josh. Каждый может пожертвовать ферзем, Джош.
Test etmeye başlayabiliriz ama kültürler büyümeden ölmüş olur. Но пока будет готов посев, он умрет.
Hayatımızı sizin için feda ettim çocuklar. Я ради вас живу, ребята.
Sence örtbas mı etmeye çalışıyorlar? Думаешь, это просто прикрытие?
Ama muhakkak hayatını bilim için feda edecek birkaç manyak bulabilirler öyle değil mi? Но они ж могут найти какого-то чокнутого, который пожертвует жизнью ради науки?
Şimdi gidip bir yerde dua edin ve burada tövbe etmeye başlayın. Ты пришёл сюда и молишься, и начинаешь испытывать чувство покаяния.
Biri kendini feda etmeli. Кто-то должен собой пожертвовать.
Birlikte yolumuza devam etmek yüzleştiğimiz, yaşam tarzımızı yok etmeye ant içmiş kararlı bir düşman tehdidini anlamayla başlar. Движение вместе вперед начинается с понимания угрозы, с которой мы столкнулись. Враг поклялся разрушить наш образ жизни.
Kendi kıçını kurtarabilmek için seni feda etti. Он отдал тебя, чтобы спасти себя.
Efendi intihar etmeye çalisiyor! Хозяин пытался убить себя.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.