Beispiele für die Verwendung von "göz kamaştırıcıydı" im Türkischen

<>
Hollanda Ulusal Arşivi tarafından yüklenen baskılar yıl önceki Japonya'ya bir göz atma imkanı sunuyor. Снимки, загруженные Голландским национальным архивом, предлагают взглянуть на то, какой была жизнь в Японии лет назад:
Sakharov Ödülü'nden sonra, birçok kadın, hastane bahçesinde doktora olan desteklerini kutlama yaparak belirtiyorlardı: Bir mağdur: "Bu bizim unutulmadığımızın, bize yapılanlara dünyanın göz yummadığına bir kanıttır". dedi. "Это означает, что нас не забыли, что мир не закроет глаза на то, что с нами случилось", - поделилась одна пациентка.
Onlar güneşin ultraviyole ışınları yüzünden oluşan deri kanserine ve göz hastalıklarına karşı oldukça duyarlılar. После рождения альбиноса акушерка говорила семье, что ребенок должен быть окружен особой заботой и хорошо питаться.
Atina şehir merkezinde, polis güçlerinin göz altına aldığı bir göçmene açıkça uyguladığı aşırı şiddeti gösteren video, Facebook ve Twitter'da sarsıntı yarattı. Интернет - сообщество Греции взволновало выложенное в Facebook и Twitter видео, в котором офицеры полиции открыто избивают задержанного иммигранта в центре Афин. Это произошло в конце января года, пока точное место происшествия не установлено.
Tenekenin üstünde göz var, çantada da cihazımız. За этим контейнером не отрываясь смотрят двести глаз.
Tıpkı göz rengi veya bariton ses gibi. таких как цвет глаз или тембр голоса.
Karısı Dolly ise adeta onun göz bebeğiydi. Жена Долли была усладой для его глаз.
Göz kapakları düşük, yüzü şişman, boynu kalın. Мешки под глазами, отёчное лицо, толстая шея.
Ama duyduğuma göre göz yorucu değilmiş. Но радует глаз, я слышал.
Bu göz bir parmak izi. Этот глаз - отпечаток пальца.
Enteresan ölümleri de araştırdım, Bölgedeki, anlarsın Göz kanamaları ve onun gibi şeyler. Я также искал случаи странных смертей в округе, кровавые глаза и всё такое.
Göz muayenesi nasıl geçti? Как прошла проверка глаз?
Direkt göz kontağı kurmak yok. Eğilmeyi de unutmayın. в глаза не смотреть и не забывать кланяться.
Bak, şu çocuğa yeni bir göz takıyorlar. Смотри, они дали этому парню новый глаз.
Bana bir göz borçlusun, Frank! Фрэнк, ты должен мне глаз!
Veliaht prensine göz kulak mı oluyorsun? Не сводишь глаз со своего принца?
Cep telefonuna bir göz atmak zorundayım. Я должен взглянуть на твой мобильник.
Harley'in dosyalarına yeniden göz atmak ister misin? Не хочешь снова взглянуть на записи Харли?
Kesinlikle işlerine göz atmak için uğrayacağım. Обязательно зайду посмотреть на твои украшения.
Kanına bir göz atacağım. Посмотрим на твою кровь.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.