Beispiele für die Verwendung von "karmaşık" im Türkischen

<>
"Sevgili Ajan Booth sen karmaşık bir adamsın. "Дорогой Агент Бут, Ты сложный человек.
Karmaşık olanların çoğunluğu ise BFD ve libopcodes kütüphanelerinin içindedir. Основные сложные части вынесены в общие библиотеки: libbfd и libopcodes.
Evet, karmaşık ve hayli gizli komuta yapısı var. Да, это сложная и высоко секретная командная структура.
Karmaşık bir işlem ama gereken malzemeler bende var sanırım. Это сложно, но у меня есть всё необходимое.
Acemi bir cadının ağır stres altında karmaşık bir büyüyü öğrenmesi mi? Для ведьмы новичка, научится делать сложное заклинание под сильным стрессом?
Bir fikrin fazla karmaşık olması, onu havalı yapmaz. Чрезмерная запутанность и сложность идеи не делает её крутой.
Milli Park arazi son derece dağ sisteminin nehir vadileri ile disseke karmaşık vardır. Рельеф территории национального парка представляет собой сложную, сильно расчлененную речными долинами горную систему.
Ben sadece bu biraz karmaşık bir mesele, diyorum. Я хочу сказать, что эта проблема очень запутанная.
Peki bu canavar da sana karşı karmaşık duygular besliyor mu? А у этого чудовища такие же запутанные чувства к тебе?
Paralel işleme gücü bir insanla karşılaştırılabilecek kadar karmaşık ve bilinçli bir yapay sinir ağı. Нейронная сеть с параллельной обработкой настолько сложна и интуитивна, это подобно человеческому мозгу.
Ve sonra Alice ile işler karmaşık hâle geldi. Но потом некоторые вещи с Элис стали сложнее.
Ama meğerse çok karmaşık bir şeymiş ve okuluna da gitmediğim için. Но фильтр оказался сложной штукой. А я не учился на ремонтника.
Bir dakika beni dinle. Geçmişte, eski Pacey karmaşık aşk üçgeniyle nasıl başa çıkardı? Раньше, как был бы старый Пэйси поступил в ситуации со сложным любовным треугольником?
Buna karşın, K-14 işlemi ve eski Kodachrome işlemleri E-6'ya göre çok daha karmaşık işlemlerdir ve ancak özel ekipmanla uygulanabilir. Процесс K-14 для плёнок типа Kodachrome более сложен, чем E-6, и осуществим только в лабораториях со сложным проявочным оборудованием.
Ancak, zaman zaman yerel aristokrasinin iki büyük hizbini oluşturan Amytzantarioi ve Scholarioi arasındaki tartışmalar, kişisel anlaşmazlıklardan dolayı çok karmaşık hale gelmişti. Однако споры между родами Амицантарии и Схоларии, которые в то время составляли две основные партии местной аристократии, стали очень сложными из-за личной неприязни.
Neredeyse genellikle %80 karmaşık (riskli) operasyon AIC kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Почти 80%, обычно сложных, операций проводится с помощью АИК.
Dr. Zimmerman çok karmaşık bir birey gibi gözüküyor. Похоже, доктор Циммерман - очень сложный человек.
Muhtemelen bakman gereken karmaşık bir muhasebe işi de vardır. И, наверное, надо проверить какие-нибудь сложные расчеты.
Sıfırdan yapmak için oldukça karmaşık bir teknoloji bu. Это довольно сложная технология построить что-то с нуля.
Dünya çok daha karmaşık hale geldi değil mi? Все стало так сложно, не так ли?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.