Beispiele für die Verwendung von "plan yapmak" im Türkischen

<>
Bu büyüklükteki bir kazaya sebep olmak için çok fazla plan yapmak gerekir. Провёл чертовски большую работу по планированию, чтобы организовать аварию такого масштаба.
Bu uzun süreli plan yapmak olur. Это слишком далёкий взгляд в будущее.
Hemen plan yapmak zorunda mıyım? Почему не спланировать все сейчас?
Ama bir plan yapmak başka şey. Но одно дело - придумать план.
Plan karşıtları ayrıca eğitim sistemi hissedarlarıyla daha geniş çapta ve daha çok halka açık istişare yapılmadığı için devlet memurlarını suçladılar ki "yeniden yapılandırma" denilen köklü değişiklikler gerekirdi. Противники плана также раскритиковали чиновников за неспособность провести более широкие и открытые консультации с заинтересованными сторонами самой системы образования, учитывая радикальные перемены, которые потребовала бы "реорганизация".
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
Bir plan yapmalı mıyız? Поговорим о наших планах?
Hayır. Şirketim tarifi almak için ne gerekiyorsa yapmak istiyor. Моя компания хочет сделать все, чтобы получить рецепт.
Senin de destekleyeceğin bir plan oldu mu? У вас в запасе есть какой-то план?
Bazen satıcılar kendi özel karışımlarını yapmak için kokainle başka uyuşturucuları karıştırır. Иногда дилеры смешивают кокаин с другими наркотиками, делают свою смесь.
Daha sonra buluşur ve bir plan yaparız. А потом мы встретимся и разработаем план.
Nerede yapmak istersem, orada yaparım. Я могу заниматься, где пожелаю.
Bu bayağı akıllıca bir plan, Jerry. Это был очень умный план, Джери.
Onu buranın idarecisi yapmak için anlaşmışlardı. Они согласились сделать его здешним губернатором.
Plan hepsini bir kerede ortadan kaldırmak yani? Значит план - убрать их всех разом?
İnanılmaz bir yaratıktı ve onunla ilgili bir müzikal yapmak çok parlak bir fikir. Она была потрясающим созданием, и это великолепная идея сделать о ней мюзикл.
Sadece plan yapmayan aptallar yakalanır. Только идиотов без плана ловят.
Beni astronot mu yapmak istiyorlar? Они хотят меня сделать астронавтом?
Plan, Renzo kuryeyi alırsa başarılı olacaktı. План сработал бы только при участии Ренцо.
Bir seri test yapmak zorundayız. Мы должны сделать ряд тестов.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.