Beispiele für die Verwendung von "yere yaz" im Türkischen

<>
Hepsini bir yere yaz sen. Merak etme çocuğumun babası sana geri öder. Ты запиши, что потратила, отец ребенка все тебе потом вернет.
Hakkında bildiğin her şeyi bir yere yaz. Запишите все, что знаете о ней.
Yakıp kavuran sıcağa gelince, yaz gittikçe yaklaşırken sürücülerin sabah erken dışarı çıktığını söylüyor Fisher. Приближается лето, и по утрам байкерши выезжают всё раньше и раньше, спасаясь от зноя.
yıl boyunca Dadaab ve Kenya'daki tutsaklık benzeri yaşamından sonra, halen kampta yaşayan kız kardeşleriyle birlikte daha barışçıl bir yere yerleşmeyi, artık yeni bir hayata başlamayı umuyor: Пробыв в Дадаабе как в ловушке года, Фиш надеется переселиться в менее опасное место со своими дочерьми, которые до сих пор живут в лагере. Он хочет начать новую жизнь.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti. Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Sıcaklık, yaz boyunca Hindistan'da alışagelmiş bir şey, fakat ülkenin son sıcak hava dalgası 00 kişiden fazlasının ölümüne neden oldu ve dünya üzerinde ölümcül afetler sıralamasında beşinci sıraya yükseldi. Жара - обычное дело в Индии летом, но последний период аномальной жары уже унес жизни более человек, и стал одним из пяти самых смертоносных в мире.
Af çıkarttırıyoruz ve bir avuç kredi çipiyle istediğimiz bir yere uçuş hakkı alıyoruz. Мы получим амнистию, кредитные жетоны, и возможность улететь, куда захотим.
Amerika'da her şey için yaz kampı vardır. В Америке летние лагеря есть для всех.
Başka bir yere de atılmış olabilir. Или его могли скинуть куда-то еще.
Eric bak, mektup yaz o zaman. Слушай, Эрик, напиши ей письмо.
İstediğin herhangi bir yere gidebilirdin. Ты мог уехать куда угодно.
Blair, "İtalyan Sanatları ve Edebiyatları Enstitüsünde" bir yaz kampına davet edildim. Блер, меня только что пригласили в Институт Искусства и Письма летом художники уходят.
Her sabah erken kalkıp bir yere gitmek için bir nedeninin olması harikadır. Здорово, когда есть куда идти утром или причина встать с кровати.
"Barış" yaz o zaman. Просто напиши: "Мир".
Bizi daha güzel bir yere götürmek istiyorlar. Они хотят забрать нас в лучшее место.
Geçtiğimiz yaz hayatını kaybetti. Прошлым летом она умерла.
Evet, Ruby'nin şeytanı her yere yayılıyor. Ага, Силы Зла Руби расползаются повсюду.
"İlkbahar, yaz, sonbahar, kış" "Весной, летом, осенью, зимой...
Daha önce yanlışlıkla sikimi bir yere soktuğumu hatırlamıyorum. Я свой член никуда по ошибке не вставляю.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.