Sentence examples of "ödemek zorunda" in Turkish

<>
Bedenin göçmen bürosundan taşındığı Moskova'daki Botkin morguna neredeyse $ ödemek zorunda kaldıklarını öne sürdüler. Они заявили, что должны были заплатить почти долларов США за услуги морга Боткинской больницы в Москве, куда было перевезено тело из миграционного центра.
ve bana birşey ödemek zorunda değilsin. И вам не нужно платить мне.
Ve ödemek zorunda bile değilsiniz. Вам даже платить не придется.
Bu kadar güçlü bir adamın kendini sadakat için para ödemek zorunda hissetmesini tuhaf buluyorum sadece. Я просто считаю странным, что такой хороший парень чувствовал себя обязанным платить за верность.
Elbisem için bir şey ödemek zorunda değilsin. Вы не должны платить за мое платье.
Ruby, sana borcum olan doları ödemek zorunda olmadığım anlamına mı geliyor bu? Руби, выходит, не надо отдавать баксов, которые я тебе должен?
Bunu size ödemek zorunda kalacağım. Мне за него придется платить!
Ben ödemek zorunda kaldım. Мне пришлось платить так-то.
Bedelini ödemek zorunda kalsak bile. Даже, если придется платить.
Meg, adamın birine para ödemek zorunda kaldık. Мег, нам пришлось откупаться от какого-то мужика.
İçkimi kendim ödemek zorunda kaldım. Вынудил меня оплатить мою выпивку.
Onla ilk tanışmamız, bir faturayı ödemek zorunda olduğumuz bir zamana rastlamıştı. Я впервые вышел на связь, когда нам нужно было оплатить счет.
Herkes vergisini ödemek zorunda. Все должны платить налоги.
Ben kazanırsam bu aylık maaşını ödemek zorunda kalmayacağım. то не заплачу тебе зарплату в этом месяце.
Biz de sana beleş yemek örnekleri veririz, para ödemek zorunda da değilsin zaten. Мы дадим тебе бесплатные образцы еды, ты в любом случае не будешь платить.
Neden daima çocuklar babalarının günahlarını ödemek zorunda? Почему дети всегда расплачиваются за грехи отцов?
Yani bini ödemek zorunda değil miyim? Так мне не придётся платить тысяч?
Bu şeyler için vergi ödemek zorunda değilimdir. Я не должна платить налоги на это.
Bu şeylerin yarısını ödemek zorunda değilim. Я должна вернуть половину этих вещей.
Ben ödemek zorunda mıyım? Я должна платить сама?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.