Sentence examples of "sahip" in Turkish

<>
Bir sonraki kesintiler sırasında yumuşak yüzlü birine sahip olmak, fena fikir değil. Хорошо было бы иметь человека, который сгладит углы во время следующего сокращения.
Hayatında her türlü üstünlüğe sahip olan ama bundan yararlanmayı seçmeyen tipte. Кто имеет множество преимуществ в жизни но не хочет продвигаться дальше.
Eski Tanrıların gücüne sahip olan kıymetli bir taş. Древний драгоценный камень, который имел силу богов.
Hepsi senden daha yüksek özelliklere sahip. Все они имеют характеристики выше твоих.
Fortune Global 500, en büyük gelire sahip, 500 kurumun sıralı listesidir. Fortune Global 500 - рейтинг 500 крупнейших мировых компаний, критерием составления которого служит выручка компании.
Ne bedenim üzerinde kontrol sahibi olabiliyorum ne de kalbime sahip çıkıp duygularımı kontrol edebiliyorum. У меня нет контроля над телом, и совершенно не могу управлять своими эмоциями.
İyi bir okula gittim, istediğim dereceyi aldım, babanla tanıştım, ve sana sahip oldum. Я училась в хорошем ВУЗе Я получила то образование, которое хотела. Я встретила твоего отца.
Eskiden sahip olduğum atın adı hanımefendi. - Derdin ne? Это имя лошади, которой я когда-то владел, мэм.
Sizler bir adamın sahip olabileceği en iyi iki Kolombiyalı hapis arkadaşlarısınız. Вы лучшие колумбийские тюремные друзья, с которыми может подружиться парнишка.
Tamam, insanoğlunun sahip olduğu her palamutu alma hakkına sahip değil. Хорошо, она не может купить каждый желудь, известный человеку.
Senin bedavadan sahip olduğun özgürlüğünü satın almak için. Чтобы купить свободу, которую ты получил бесплатно.
Lütfen beni bırak, ben de istediğime sahip olayım. так позволь мне получить то, что хочу я.
Beyaz şortlu, Ken bebeği saçlarına sahip hoş bir çocukla çıkmanın hiçbir yanı yanlış değil. А что такого плохого в милом парне в белой рубашке и причёской как у Кена?
Daha iyi bir babaya sahip olamadığın için özür dilerim. Прости, что у тебя не было отца получше.
Hamid ailesi şehrin yarısına sahip ve Freddie Hamid de bana sahip. Семья Хамид владеет половиной города, а Фредди Хамид владеет мной.
Artık her şeyin tersine döndüğü, kötülerin mutlu sonlara sahip olabileceği bir dünyanın zamanı. Пора изменить этот мир, пусть злодеи получат свое "долго и счастливо".
Bu şekilde, birimiz yakalansa bile, düşman bilginin tamamına değil, sadece yarısına sahip olacak. Тогда, если кого-то из нас поймают, враг получит лишь часть информации. А не всю.
Daha önce hiç sizin sabrınıza ve bağlılığınıza sahip bir çapulcuyla karşılaşmamıştım. Первый раз встречаю мародёра с такой выносливостью и преданностью своему делу.
Benim adam çok çok tatlı bir kıça sahip olduğu için içeride. Мой мужчина сидит за то, что у него сладкий-сладкий зад.
Bu koskoca sonsuzlukta sahip olduğum tek şey yaşamdır. Моя жизнь - это единственная вещь, которой я обладаю в этой бесконечной вечности.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.