Sentence examples of "tehlike" in Turkish

<>
Fakat bu olağanüstü günün sonunda tehlike sona ermekten uzaktı. Но в тот удивительный день опасность еще не исчезла.
Siz ve ailenizin diğer üyeleri hala tehlike içinde olabilirsiniz. Вы и члены вашей семьи всё ещё в опасности.
Eğer geri gelmesine izin verirsek, ailesi de dahil herkes için tehlike oluşturur. Если мы его отпустим, он опасен для всех, включая его семью.
Eğer şehirde bir katil varsa onu durduracağım. Özellikle önemsediğim biri için tehlike arz ediyorsa. Billy. Я должен остановить серийного убийцу, особенно если он угрожает тому, кто мне небезразличен.
Silva İçişleri'nden ise sadece numaramız değil, aynı zamanda gizli kimliğin için bir tehlike. Если Силвия из ОВР, она не просто наш номер. Она угроза твоему прикрытию.
Artık sadece milyonlar değil, milyarlar tehlike altında. На кону миллиарды жизней, не только миллионов.
Nükleer silahların olmadığı bir dünyada bile tehlike her zaman olacaktır. Даже в мире без ядерного оружия всё равно будет опасно.
O der ki, "Bütün varlıklar ölüm ve tehlike karşısında titrer. Он сказал: "Все твари дрожат перед опасностью и смертью".
Tüyleri çıkana dek pisonya tohumları dağılmış getirdiği tehlike de ortadan kalkmış olacak. Когда он оперится, семена пизонии рассеются и будут уже не опасны.
Sizin için hala burada bir tehlike mi var, Senatör? Есть ли здесь страх и риск для вас, сенатор?
Kalbi ve akciğerleri ciddi derecede tehlike altında ve böbrekleri çöküyor. Ее сердце и легкие под угрозой, и почки отказывают.
Bir tehlike olduğunda ne yapacağını biliyorsun, değil mi? Знаешь, чего опасность не делает? Не предупреждает.
John, bu havaalanındaki birisi ciddi bir tehlike içinde. Джон, кое-кто в этом аэропорту в большой опасности.
Dinle, Paris ikimiz için de tehlike. Послушай, Париж опасен для нас обоих.
Evet, muhtemelen. Kızın çok sarhoş ve kötü halde olduğunu ama herhangi bir tehlike olduğunu düşünmediğini söyledi. Сказал, что она была сильно нетрезва, но он не думал, что ей что-то угрожает.
Eğer onun suçu değildiyse, bu daha da iyi ama o zamana kadar hepimiz için tehlike arz ediyor. Если это не по её вине, даже лучше, но пока, она угроза для всех нас.
Konukçular için potansiyel tehlike çok büyük olabilir. Alınıp satılan mal olabilirler ya da dövüşlerde kazanana verilen ödül. Возможная опасность для них будет огромной - они станут товаром для продажи, или призами в соревновании.
Bu olay bırakıp gidilemeyecek kadar önemli, tabii tehlike işareti olmadığı sürece. Этот феномен слишком важен, не стоит улетать пока нет явной опасности.
O adam ailen dahil herkes için bir tehlike. Он опасен для всех, включая твою семью.
Teal'c, Orban'da kalırsa Dr. Jackson için herhangi bir tehlike öngörüyor musun? Тилк, доктору Джексону что-то угрожает, если он остается на Орбане?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.