Sentence examples of "главное" in Russian

<>
Самое главное, что участники остаются увлечены развитием своих персональных проектов. En önemlisi, katılımcılar projelerini kendi bağlılıkları ile sağlamlaştırdılar.
Но самое главное, что сегодня у нас родится ребеночек. Taş kesildim. İyi haber şu ki bugün bir bebeğimiz olacak.
А в своде указана "свобода от преследования", как главное обязательство колледжа. Ve el kitabında da "zulümden gelen özgürlük" bu okulun ana ilkesidir yazıyor.
Мордашка, что самое главное в хорошо продуманном плане? Face, muhteşem bir planın en önemli özelliği nedir?
Главное, ничего не говорить, пока не появится твой адвокат. Asıl önemli olan şey, avukatın gelene dek bir şey söylememen.
Чего бы это ни стоило. Главное - добраться туда. Oraya gittiğimiz sürece gitmemiz için ne gerekiyorsa fark etmez.
А главное, что минеральный композит на процентов свинец, нулевое проникновение электромагнитных волн. En iyi kısmı da, mineral alaşımları yüzde önde, sıfır EM girişi var.
Самое главное - реакция на одежду. Esas önemli olan kıyafetlere vericeği tepki.
Главное то, что мы остаемся вместе, решая единую задачу - выжить. Bu birliktelikte önemli olan, bir tek gaye için çalışıyoruz; hayatta kalmak.
Два предложения, одно главное, второе незначительное, и символ "поэтому" становится подсказкой. Biri ana biri tâlî olmak üzere iki önerme ve arada ipucu olarak "öyleyse" kullanılıyor.
Главное то, что мы заботимся друг о друге, и так будет всегда. Sonuç olarak, asıl önemli olan birbirimize değer veriyor olmamız ve bu asla değişmeyecek.
Ты нарушил главное правило, Мики. Ana kuralı çiğnedin, Mickey. Yakalandın.
Используем самое главное правительственное агентство в мире. Kandırılması en zor olan devlet kurumunu kullanarak.
Главное, останься собой, когда всё кончится. Her şey bittiğinde hala sen olduğundan emin ol.
Тэд, ведь главное - это выжить, правда? Tad, mühim olan hayatta kalmak, değil mi?
Чувство юмора - самое главное. En önemli şey espri anlayışı.
Позволили высказаться. И что самое главное, мы слушали. Duygularına tercüman olduk ve en önemlisi, onları dinledik.
Тихо, осторожно и, самое главное, совершенно незаметно. Sessizce, ihtiyatla ve en önemlisi de kayıtlara geçmeyecek şekilde.
Тогда эффекта не будет, а эффект - это главное. Açık tutmuş olsaydım, en önemli şeyi, etkisini mahvederdi.
Мэм, в этой ситуации главное взять над ней контроль. Efendim, böyle bir durumda yapmanız gereken, durumu kabullenmek.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.