Sentence examples of "çalışırken" in Turkish

<>
Ben barışı sağlamaya çalışırken, Jax savaşı körüklüyor. Пытался сохранить мир, пока Джекс вёл войну.
Feverblister bir araba kaçırma olayını durdurmaya çalışırken bıçaklanmış. Герпес был зарезан, пытаясь предотвратить угон машины.
Doktor olarak çalışırken, birçok genç hastanın sindirim ve bağırsak problemleri yaşadığını fark etti. В это время он обратил внимание на то, что многие дети страдают от проблем пищеварения.
Nefes alırken zorlanıyorum. Buradan çıkmaya çalışırken elimi incittim. А еще руку повредил, когда пытался выбраться.
Peki Bay Madsen sizin için çalışırken ne iş yapıyordu? Чем занимался мистер Мэдсен, когда работал на вас?
Astsubay Hill muhtemelen bu yaraları derme çatma bir laboratuarda bu zehri oluşturmaya çalışırken yaptı. Да. Сержант Хилл заработал эти шрамы в импровизированной лаборатории, при попытке создать яд.
Polis binaları boşaltmaya çalışırken sokaklar ana baba günü gibi. На улицах полно людей, полиция пытается эвакуировать здание.
Ama böylece dikilip bana kafir olduğumu söylemene izin vermem. Hele ki seni kafirlikten vazgeçirmeye çalışırken. Но я не собираюсь выставлять себя еретиком, пока пытаюсь заставить вас перестать быть им.
Ama çalışırken çok daha büyük sorunlara yol açabilir bu. Но так появится ещё больше проблем в дальнейшей работе.
Bu, Garland Clarke'ın çalışırken çekilmiş fotoğrafı. Это фотографии Гарланда Кларка во время работы.
Lütfen, sessizce otur ve beni çalışırken rahatsız etme. Пожалуйста, сиди тихо и не мешай мне работать.
Staley, Music Bank prova stüdyosunda çalışırken gitarist Jerry Cantrell ile tanıştı. Daha sonra bu stüdyoda iki müzisyen beraber prova yaptıkları bir odayı paylaştılar. Стэйли встретил Джерри Кантрелла, работая в репетиционной студии Music Bank, где два музыканта стали соседями по комнате.
Seni bulmaya çalışırken zaten iki adamımız öldü, tamam mı? наших парня погибли, пока мы искали тебя, понял?
Jor-el Kripton'u kurtarmaya çalışırken kendini feda etti. Джор-Эл пожертвовал собой, пытаясь спасти Криптон.
Hükümet olarak biz, her yeni hikayeyi kaldırtmaya çalışırken, bu kahrolası kadınlara olan ilgileri giderek artıyor. Они все больше интересуются этими чертовыми женщинами, в то время как правительство пытается скрывать эту новости.
Sen onu halletmeye çalışırken ben de sana neyin hallolmadığını söyleyeyim. - Söyle. А пока ты этим занят, давай скажу, что никуда не годится.
Karma'nın Efendisi bir soygunu engellemeye çalışırken vurulmuş. Повелитель Кармы был застрелен пытаясь сорвать ограбление.
Herkes onu bulabilmek için canla başla çalışırken ben burada tıkıldım kaldım. И я сижу дома, пока все остальные пытаются ее найти.
Gene, Willoughby'deki iyi insanları kurtarmaya çalışırken hasta oldu. Джин заболел, пытаясь спасти хороших людей в Уиллоби.
Sen sağ ayağının üzerinde dengede durmaya çalışırken, görüş alanını değiştirip üzerinde durduğun platformu da hareket ettireceğiz. Теперь мы начнем раскачивать платформу и менять вашу визуальную область пока вы балансируете только на правой ноге.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.