Sentence examples of "ödün vermek" in Turkish

<>
Bozuk bir şeyi tamir etmek için bazı şeylerden ödün vermek lazım, tamam mı? Ну да. Для того, что бы исправить что то некоторые жертвы необходимы. Верно?
Ama evlilik karşılıklı ödün vermek demek. Sarah'ın istediği de bu. Но брак - это компромисс, именно этого хочет Сара.
Bazen polis tarafından durduruluyor, tutuklanmamak için onlara rüşvet vermek zorunda kalıyor. Он часто сталкивается с полицией, которой ему приходится давать взятки, чтобы избежать ареста.
Ama ben ödün vermeye razıyım. Но я предлагаю вам сделку.
Bana o şarkıları vermek, planının bir parçasıydı değil mi? Решил дать мне песню, чтобы потом обвинить в плагиате?
Son derece sağlam şekilde korunan prensiplerden kesinlikle ödün verilmeyecek. "Она нисколько не противоречит нашим основным принципам".
Böyle bir yabancı için çalışma izni vermek alışıldık değil. Непривычно давать разрешение на работу для иностранца вот так.
Buraya bana durum raporu vermek için gelmedin. Ты пришёл не дать отчёт о состоянии.
Açıkçası biraz şüpheli yaklaştı ama Jimmy'e bir şans vermek istedi. Если честно, он сомневался. Но решил дать Джимми шанс.
Sanırım benim için en uygun çözüm çocuklarımı senin ailene vermek. Очевидным решением для меня будет отдать моих детей твоим родителям.
Ama ona bir yatıştırıcı daha vermek zorunda kaldım. Но я должна была дать ей другое успокоительное.
Alaric kazığı vermek istemedi. Аларик не хотел отдавать кол.
Bana havlu vermek istedi. Хотела дать мне полотенца.
Bir dostluk göstergesi olarak, size bunu vermek istiyorum. В качестве символа дружбы я хочу подарить вам это.
Bana, 000 altın mı vermek istiyorsun? Вы хотите дать мне, 000 золотых?
Ivy gelmeme izin vermek konusunda oldukça gönülsüzdü. Айви не хотела, чтобы я приходила.
İfade vermek zorunda kalacaksın. Тебе придётся дать показания.
Almanların hakkını vermek lazım, çok iyi araba yapıyorlar. Немцам надо отдать должное, они делают отличные машины.
Gabby, sana bir şey vermek istiyorum. Гэбби, я хочу вернуть вам кое-что.
Bu dedikodulara son vermek için buradayım. Я хочу положить конец всем слухам.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.