Sentence examples of "ölümcül" in Turkish

<>
Bir arkadaşın ölümcül husumetinden daha büyük bir düşmanlık yoktur. И нет большего врага чем смертельный враг твоего друга.
Oğlunuzda bilinmeyen, bulaşıcı ve ölümcül bir enfeksiyon var. У вашего сына неизвестная, заразная, смертельная инфекция.
Birkaç yaralı ama hiçbiri ölümcül değil. Несколько раненых, но не смертельно.
Şehir, ölümcül bir viral salgının eşiğinde olabilir. Город может быть под угрозой вспышки смертельного вируса.
Bej eldivenli bu adamlar, ölümcül bir gücün peşindeler. Эти мужчины в шерстяных перчатках охотятся за смертельной силой.
Nehir, bu vahşi yaşama hayatı getiren büyük bir şey.. fakat ölümcül bir düşman da olabilir. Река - главный источник жизни на этих землях, но она также таит в себе смертельную опасность.
Aslan sürüsü sayısal üstünlüğe sahip. Ama bu boynuzların bir darbesi ölümcül olabilir. Преимущество прайда в численности, но каждый взмах рогов может оказаться смертельным.
Düşük kaliteli hayatımız en ölümcül hastalığın patlak vermesine sebep oldu. Такой низкий уровень жизни привел к вспышке самых смертельных болезней.
'da ölümcül bir virüs, medeniyetimizi yakıp geçti. İnsan soyunu yokolmanın eşiğine getirdi. В году смертоносный вирус едва не погубил нашу цивилизацию поставив человечество на грань вымирания.
Bu yıl zaten bir kez ölümcül bir yanlış anlaşılma yaşadım. У меня уже было одно летальное недоразумение в этом году.
Bahsi arttırıp en ölümcül yöntemleri kullanmaları için cesaret veriyor. Поднимает ставки и подбивает ребят использовать самые опасные способы.
"Yorgun pilotların tıbbî tedavisi konusunda ulusal politikalar arasındaki uyuşmazlıklar, ölümcül sonuçlar doğurabiliyor." "Конфликт национальных политик по поводу лечения изнуренных пилотов может привести к смертельному исходу".
Isırığım ölümcül.... bir Mikaelson için bile. Мой укус смертелен, даже для Майклсона.
Başlamadan önce adı kuduz olan bu ölümcül hastalık hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum. Перед стартом я бы хотел сказать несколько слов о смертельном заболевании под названием бешенство.
Yüksek dozda, bu bitki ölümcül olabilir. Высокие дозы этого растения могут быть смертельны.
Ölümcül bir ruhun ölüler diyarında yeri yoktur. Смертной душе не место в мире мертвых.
Ölümcül günahlardan kıskançlık ve hiddet. Смертный грех зависти и гнева.
Masum sivillere yapılan ölümcül bir saldırı daha. Еще одна смертоносная атака на невинных жителей.
Sanırım Hispanic halkı içlerinden ölümcül, yıkıcı bir ölüm makinesi görmeyi çok istiyorlar. Латинская Америка мечтает увидеть.. смертоносную машину-убийцу, которую играет один из них.
Bir adam, ölümcül skilleri olan bir flütçü, hepsini öldürdü. Человек, с флейтой, приносящей смерть, убил их всех.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.