Sentence examples of "Şans" in Turkish

<>
Masum olduğumu kanıtlamak için son bir şans. Последний шанс доказать, что я невиновен.
Bana bir şans daha verdiğin için teşekkür ederim. Спасибо, что дала мне ещё один шанс.
İşte, konuş onunla. ve ona iyi şans dile. Вот, поговори с ним и пожелай ему удачи.
Tabii ki hayır. Sana son bir şans vermesini ben rica ettim. Как же, я сам попросил его дать тебе последний шанс.
Jack Lauderdale'in talihsizliği, bana şans getirdi galiba. Кажется, несчастье Джека Лодердейла принесет мне удачу.
Ben de ona bankerlikte kendini göstermesi için bir şans vererek borcumu ödedim. И я отплатил ему за это, дав возможность стать инвестиционным банкиром.
Ama sen asla insan ırkına bir şans vermedin. Но ты не дал человечеству ни единого шанса.
Bazen, hayatta biraz şans gerekir. В жизни иногда необходимо немного везения.
Sadece seni yatağına çekmek için bir şans bekliyordu. Только и ждал возможности затащить тебя в кровать!
SDR için hiç şans yok, Sanırım kuyruğuma birileri takıldı. До SDR шансов нет, думаю, за мной хвост.
Pekâlâ gitmen için sana son bir şans tanıyorum. Так, даю вам последний шанс чтобы уйти.
Beni sevmen için sana ikinci bir şans verdim. Я дал тебе ещё один шанс полюбить меня.
Bu Armand'ın şans eseri hayatta kaldığı korkunç bir trajedi. За эту трагедию, в которой Арманду повезло выжить.
Ama bunu okuyunca bir şans vermem gerektiğini düşündüm. Но, прочитав это, я решил попробовать.
Evet, işte size bir şans, kahramanlar. Ну, вот оно ваше счастье, герои.
Bu, ilişkinizi düzeltmek adına bir şans olabilir. Может, это шанс наладить с ним отношения.
Ama bana bir şans daha verdiler. Но мне дали ещё один шанс.
Yalnızca çalıştığım zaman için teşekkür etti, şans diledi müsaade istedi, başka açıklama yapmadı. Он просто поблагодарил за мое время, пожелал удачи, извинился, без дальнейших объяснений.
Size, Will'i kendinden kurtarmanız için bir şans tanıyacağım. Хочу дать вам шанс спасти Уилла от себя самого.
~ Dinle, taşların insanlara getirdiği iyi şans bir yandan da kötü şansı davet eder. Послушай меня, эти камни могут принести не только удачу, но и большое горе.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.