Sentence examples of "Kanıt" in Turkish with translation "доказательства"

<>
Çarşamba, işten çıkıp, uzaylıların varlığına dair kanıt bulmaya gidiyor. В среду она уходит с работы, искать доказательства внеземной жизни.
Eğer geçerli bir sebep ve kanıt varsa birçok şeye inanırım. Я во многое верю, когда есть причины и доказательства.
Jack Bauer komployla ilgili kanıt toplamıyor yalnızca. Джек Бауэр не просто собирает доказательства заговора.
Bu söylediklerinize dair elinizde bir kanıt var mı? У вас есть доказательства этого утверждения? Да.
Elinizde kanıt olduğunu söylemiştiniz, değil mi Bayan Lance? Вы говорили у вас есть доказательства, мисс Лэнс?
Bu kez kanıta ihtiyacımız var millet, elle tutulur bir kanıt. В этот раз нам нужны доказательства, люди - серьезные доказательства.
Ya bunu karısını öldürmesine bahane olacak bir kanıt olsun diye istiyorsa. Что если для него эти доказательства всего лишь причина убить жену?
Coulson, çocukların Evans'ın kulübesinde olduğuna dair bir kanıt buldu mu? Коулсон нашел какие-нибудь доказательства, что мальчики были в шалаше Эванса?
Herhangi bir kanıt getirirseniz bu da gizlilik anlaşmamızı bozar. Если вы предъявите доказательства, это нарушит нашу договоренность.
Oysa peygamber devesi karidesinin ve bizim gözlerimizin ortak bir kökeni olduğuna ilişkin güçlü kanıt bulunuyor. Однако наше с ним зрение восходит к общему предку и на то имеются веские доказательства.
Paralel nükleer programına dair objektif kanıt bulmak için buradayım. Я прилетел найти объективные доказательства о параллельной ядерной программе.
Aslında, bu bir ön duruşma araştırması davacının kanıt sunduğu zaman sanığın davaya cevap vermesi anıdır. Главным образом, это предварительное расследование, когда обвинение представляет доказательства, а обвиняемый их опровергает.
Bakın hikâyeniz çok ilginç ama bunlar kanıt için yeterli değil. Слушайте, рассказ конечно интересный, но это не доказательства.
Hockney'in dediği gibi, tablolar belgedir, ve işte bu da küçük bir kanıt. Как сказал Хокни, картины это документы, и у нас есть скромные доказательства.
Eğer Vulcan, Marks'ı bu arabada öldürdüyse, içinde mutlaka fiziki kanıt bulacağız. Если там Вулкан убил Маркса, то мы найдем в ней вещественные доказательства.
Kanıt derken, ben diğer görevlerle meşgul olduğumda senin toplaman gereken kanıtlardan bahsediyorum. Кстати, доказательства ты должен был предоставить пока я была занята другими обязанностями.
Üstünde sizin isminiz olan bir kova dolusu var bunlardan. Sağlık kuruluna kanıt olarak kullanılacaklar. У нас есть целое ведро этого с твоим именем на нем доказательства медицинской комиссии.
Ama Aaron ile Vicki'nin sana anlattıkları hikayeye dair hiç kanıt buldun mu? Но разве вы нашли какие-нибудь доказательства сказкам, рассказанным Аароном и Вики?
Mayıs'ta Hâkim Fox, Brendan'ın dedektiflere verdiği ifadelerin kanıt olarak kabul edilip edilmeyeceğine karar verecek. мая судья Фокс решит оставить ли показания Брендона, данные следователям, в качестве доказательства.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.