Sentence examples of "araya getiren" in Turkish

<>
Hepimizi bir araya getiren şey sahnede ördek yürüyüşü yapan tek bir adamdı. И это объединило нас, один человек, ходящий уткой по сцене.
Bizi bir araya getiren çok ilginç bir plan. Очень интересный план, собрать нас всех вместе.
Yani sen ve Dougal'ı bir araya getiren politikaydı. Так это политика свела тебя с Дугалом. Да.
Bazen çocukları bir araya getiren şey beslenme hocalarından nefret etmesidir. Они как группа четвероклассников. Иногда детей объединяет нелюбовь к учительнице.
Bir nevi düşüncelerini bir araya getiren bir gece kampı. Это такой лагерь, где можно собраться с мыслями.
Siz sadece iyi zamanlarinizi hatirlamalisiniz, sizi bir araya getiren seyleri. Тебе просто надо вспомнить хорошее, то, что вас связывало.
Bu muhteşem geceye, ve bizi bir araya getiren o muhteşem kazaya. За этот прекрасный вечер, и за счастливый случай, сведший нас.
Dünyada, bu sırayla tüm bu kelimeleri bir araya getiren ilk insan benim. Я первый в мире человек составивший эти слова именно в этом конкретном порядке!
Teşekkürler Cisco ama bizi bir araya getiren kişi Barry'ydi. Спасибо, Циско, но нас собрал здесь Барри.
Bizi bir araya getiren biri. Человек, который свёл нас.
1885 "te Beyrut" a döndü burada Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlığı bir araya getiren dernekler kurdu. В 1885 году приехал в Бейрут, где написал несколько книг.
Bu araştırmadan Microsoft, Windows XP Service Pack 2 ile en önemli güvenlik özelliklerini bir araya getiren görünür bir kontrol paneli ekleme kararı aldı. Поэтому Microsoft приняла решение включить новую возможность в Windows XP Service Pack 2, которая позволит уведомлять пользователя о состоянии наиболее важных функций безопасности.
Ayrıca 20 farklı kamu kuruluşunu ve sivil sendikayı bir araya getiren başkanlık yanlısı Halk Birliği'ne girdi. Он также вступил в пропрезидентский Народный союз, объединивший 20 различных общественных организаций и гражданских союзов.
Ekim ayında Oaxaca, Meksika'da düzenlenen benzer bir toplantının başarılı olmasının ardından bu etkinlik aktif olarak ana dillerini canlandıran genç yerli internet kullanıcılarının bir araya gelip birbirlerinden öğrenmeleri için etkileşimli bir alan oluşturdu. Вслед за подобным успешным слётом, прошедшем в октябре года в Оахаке (Мексика), на этой встрече молодым индейским интернет - пользователям, занятым активным возрождением своих родных языков, вновь была предоставлена интерактивная площадка, где они смогли встретиться для обмена опытом и взаимообучения.
Acımasızca öldürülen her sivil için gözyaşı döküyorum, halkımın yok olan evleri için gözyaşı döküyorum; tüm varlıklarımıza ve hayatlarımıza yıkım getiren bu insanların İslam'ın özünü kaybetmiş olmalarından dolayı gözyaşı döküyorum. Я лью слёзы о безжалостно убитых мирных жителях, я оплакиваю утраченные дома своих граждан и я горюю о потере истиной сущности ислама людьми, принёсшими в наши жизни и в наши дома все эти разрушения.
Etiyopya hükümetine açık mektuplar yazdı ve Etiyopya'daki son protesto gösterileri sırasında destekçilerini Facebook'ta bir araya getirdi. Во время недавних протестов в Эфиопии он писал открытые письма в адрес правительства страны и собирал поддержку через Facebook.
Onları getiren de ben oldum götürmek zorunda kalan da. Привёл их я, мне и уводить их пришлось.
Ekim ayının sonunda Guangzhou'da hafta sonu düzenlenen ilk Çin - Rusya İnternet Medya Forumu'nda Rusya ve Çin'den pek çok resmi görevli ve üst düzey medya figürü bir araya geldi. В последние выходные октября чиновники и заметные деятели медиасферы из России и Китая встретились в Гуанчжоу на первом в истории российско - китайском форуме интернет - СМИ.
Seni Princeton'a geri getiren nedir? Что привело тебя в Принстон?
Yakında bir araya geleceğiz. Мы будем вместе скоро.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.