Sentence examples of "bölgede" in Turkish

<>
Atmosferik veriler o bölgede hiçbir nükleer tesis olmadığını gösteriyor. Атмосферные данные не регистрируют ничего ядерного в том районе.
Evet ve o bölgede yaşayan çok Latin aile var. Да, и в этом районе живет много латиноамериканцев.
Halkın hoşnutsuzluğu aynı zamanda bölgede çeşitli anlaşmazlıklar da oluşturan, ülkenin mülteciler için güvenli bir sığınak olmasındaki büyüyen rolüne de karşı durumda. Общественное ожесточение также вызвано правительством, которое позиционирует страну как безопасное место для беженцев, которые покидают родные места в связи с многочисленными конфликтами в регионе.
Daha önce bu bölgede böyle garip şeyler olmuş mu? А раньше здесь ничего такого же странного не происходило?
Washington Metropolitan polis merkezine göre bu bölgede hiçbir birim görünmüyor. По данным полиции Вашингтона в этой зоне нет патрульных машин.
O andan itibaren, o bölgede bir daha hiçkimse kaybolmadı. С тех пор в той местности больше никто не пропадал;
Demek, kara birlikleri komutanından bölgede sivillerin olduğu uyarısını içeren alarmı gördünüz. Evet efendim. Итак, вы видели предупреждение от наземного командира, что поблизости находятся гражданские лица?
İncil'e sadık bir kilise, hatta belki bu bölgede bir sürü kilise. Настоящую Церковь Евангелия, может, даже несколько, по всей территории.
Aynı bölgede, şaşırtıcı derecede iyi şekilde korunmuş devasa bir yırtıcının neredeyse eksiksiz bir iskeleti çıkarılmıştır. В том же регионе был обнаружен почти полный скелет огромного хищника, сохранившийся на удивление хорошо.
Evet, bölgede sismik aktivite olduğuna dair raporlar var, düşük seviyede ama bayağı devamlı. Да, отчеты о сейсмической активности в этой области, низкие, но довольно постоянные.
Sonunda, açlık hakkında bu bölgede bir hikaye için arka arkaya yıl harcadım. Я провел почти два года подряд в этом регионе делая историю о голоде.
Ama az önce komuta merkezinden o bölgede her şeyin normal olduğuna dair bir rapor aldım zaten. -Kesinlikle. Но сэр, я только что получила отчет о том, что в этом секторе все совершенно спокойно.
Bu bölgede bu işleri Kaptan Henshawe'dan daha iyi bilen bir adam yoktur. Ни один человек в этих местах не знает выработки лучше капитана Хеншоу.
Dün gece bombanın patladığı bölgede ne işin vardı? Что ты делала на месте взрыва прошлой ночью?
Buzz'a göre bu ev bu bölgede Smokey lakabıyla bilinen tek yerleşimciye ait. Согласно слухам, это единственный местный житель, известный под прозвищем Смоки.
Sonunda anlaşıldı ki, bir tanesi birkaç ay önce diğer bölgede öldürülmüş. Выясняется, что один был убит в другом округе несколько месяцев назад.
Yaşadığı sürece Afrikalı askerler bölgede yetersiz kalıyor. -Bunun dışında ne yapıyorsun? Пока он жив, силы африканского союза бессильны, чтобы контролировать район.
Ekim 1689'da, genç bir madenci olan Karposh liderliğinde halk, Köstendil, Pirot ve Üsküp arasındaki bölgede Osmanlı Devleti'ne karşı direniş kararı aldı. В октябре 1689 года восстание было поднято в регионе между Кюстендилом, Пиротом и Скопье.
Birçok kişi migrenin olduğu bölgede ağrı hissi ve bazı kişiler de baş ağrısının geçmesinden sonraki birkaç gün düşünce bozukluğu olduğunu bildirmiştir. Пациенты отмечают болезненность в области мигренозного приступа, в некоторых случаях в течение нескольких дней после головной боли отмечается нарушение мышления.
Eğer bir bölgede suç işlenmişse, bunu çözmek Kumandan'ın sorumluluğundadır. Когда преступление совершалось в нашем районе, командир все улаживал.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.