Sentence examples of "başa çıkmanın" in Turkish

<>
Bununla başa çıkmanın bir tek yolu var. Есть только один путь с ним разобраться.
Başa çıkmanın belli yolları var. Это способ справиться с ними.
Senin bu aşırı ahlaki duyguların cinsel problemlerinle başa çıkmanın bir yolu mu? Твое обостренное чувство нравственности это удобный способ решить свои проблемы с близостью?
Tımarhane ve ilaçlar dışında sorunlarla başa çıkmanın başka yolları da var. Есть способы "справляться" которые не включают дурдом и лекарства.
Ama onlarla başa çıkmanın yollarını buldum. Но я находила способы их решать.
Neredeyse iki haftadır baş başa kalamıyoruz. Мы почти недели не оставались наедине.
Evsiz kızlarla çıkmanın en iyi yanı ne? В чем прелесть свиданий с бездомными девочками?
Albay, baş başa konuşabilir miyiz? Полковник, можем мы поговорить наедине?
Bu otobüsten çıkmanın iki yolu var. Есть два способа выйти из автобуса..
Ancak mutlaka doğru insanlar mıyız? Mücadele etmek için sahada baştan başa? Но разве мы достаточно подготовлены, чтобы вот так набрасываться на проблему?
Benim şahsi düşüncem buradan çıkmanın tek yolunun ölmek olması. А я думаю, это единственный способ выбраться отсюда.
Ve başa çıkmak için tek yol kan arzunu başkalarıyla dindirmen. И единственный способ справиться не отказывать себе в жажде крови.
Birlikte çıkmanın bir yolunu bulacağız. Мы найдем возможность выбраться вместе.
Beni bu insanlarla baş başa bırakamazsın. Нельзя оставлять меня с ними наедине.
Haydi buradan çıkmanın bir yolunu bulalım. Поищем способ выбраться. - Годится.
İki resimlerle başa çıkma yolu. Два способа справиться с фотографиями.
Tamamdır, bu mahalleden çıkmanın en kolay yolu, bu binadan geçiyor. Ладно, чтобы побыстрее выйти из района нужно пройти через те здания.
Bu işle tek başına başa çıkamayacağını söylemiştim sana. Я говорила тебе, ты один не справишься.
Bekar anneyle çıkmanın gerekliliklerini yerine getirebilecek misin? Думаешь, что способен встречаться с матерью-одиночкой?
Ortada dünya tarihinin en büyük haberi var, onu bu yüzden başa geçirmiştim zaten. Это самая главная история в мире, я не просто так сделала его главным.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.