Sentence examples of "davaya müdahale" in Turkish

<>
Dikkatli konuşmak isteyebilirsin tabii. Ama davaya müdahale ettiğine inanmak için bir neden var mı bilmem gerek. Но я должен знать, есть ли основания полагать, что он вмешивался в ход расследования?
İmzalayan taraflara göre bu anlaşmanın amacı "devletlerin iç işlerine müdahale edebilecek, devletlerin egemenliğini, politik, ekonomik ve toplumsal istikrarını ve aynı zamanda toplum düzenini bozabilecek bilgi teknolojilerinin kullanımını kısıtlamaktır." По словам подписантов соглашения, его цель состоит в ограничении использования информационных технологий для "вмешательства во внутренние дела государства, нарушения общественного порядка, а также дестабилизации внутриполитической и социально - экономической обстановки".
Dosyalarının kopyalarını aldım ve her davaya bir oda verdim. Я сделал копии и выделил каждому делу по комнате.
Bu müdahale toplantısına ayıracak zamanım yok benim. У меня нет времени на ваши вмешательства!
Eğer o piç kurusunu polislerden önce bulursam, davaya gerek kalmayacak, çünkü onu kendi ellerimle öldüreceğim. Если я найду ублюдка раньше копов, суд ему не понадобится, я задушу его собственными руками.
Bu müdahale için teşekkürler. Спасибо, что вмешался.
Artık davaya farklı bir gözle bakıyorlar. Они хотят еще раз пересмотреть дело.
Hiç kimse müdahale etmesin! Никто не посмеет вмешаться!
Wes. Seni başka davaya alıyorum. Уэс, возьмешь другое дело.
Asıl yönergemiz, bizi müdahale etmekten... Наша Главная директива запрещает любое вмешательство...
Andrew'a karşı hazırlanan davaya yardım ediyorum. Я помогаю строить дело против Эндрю.
Bu duruma müdahale etmenin zamanı mı? Не пора ли вмешаться, Зевс?
Bu davaya bakan dedektif ben değilim. Не я следователь по этому делу.
Ancak, sen müdahale etmezsen, katliam tamamlanacak. Но без твоего вмешательства эту бойню не остановить.
Henüz davaya aylar var. До суда несколько месяцев.
Müdahale etmeniz gerek, Bay Porter. Вам следует вмешаться, мистер Портер.
Sadece davaya bakan yeni birileri olur. Будет просто новое рассмотрение вашего дела.
Tanrım, bu bir müdahale... Господи, это же вмешательство!
Her davaya eşit derecede önem veririz, Bay Carson. Мы работаем усердно над каждым делом, мистер Карсон.
Sana müdahale etme hakkını veren nedir? Но кто дал вам право вмешиваться?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.