Sentence examples of "eşit miktarda" in Turkish

<>
Artık eşit miktarda alıyoruz. Теперь мы получаем поровну.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
İlk altı ay için azımsanmayacak miktarda. Значительное количество в течение первых месяцев.
Ben de onunla eşit değil miyim? Разве мы с ним не равны?
Bu miktarda bir parayı bir yere yatırıp öylece bırakmazlar, değil mi? Не может программа взять такую сумму И просто оставить в одном месте.
Yılan onları, her şeye gücü yeten Tanrı ile eşit olacaklarına dair ikna etmişti. Он убедил их, что они.. могли бы стать равным самому Господу Богу.
Bu miktarda bir yatırım falan yapmadım. Такие суммы я никуда не вкладываю.
Burada herkese eşit olanaklar sunulur, Bay McCullers. Мистер МакКаллерс, здесь у всех равные возможности.
Vargas'ın kanında yüksek miktarda iblis zehri çıktı. Огромное количество яда демона в крови Варгас.
Evet ama eşit goriller değiliz. Ну наши гориллы не равны?
Korkunç miktarda canlı olacak... Здесь слишком много жизни...
Kârlar hepimizin arasında eşit şekilde paylaşılacak. Прибыл будет поделена поровну между всеми.
O miktarda bir paraya sahip değilim. У меня нет такого количества денег.
Uzun zamandır devletimizin politikası herkese adaletin gözünde eşit davranmak oldu. Политика нашего государства видит всех людей равными в глазах закона.
Böyle bir mahremiyet için yüklü miktarda ödeme yapıyoruz. Думаю, мы платим достаточно за подобную приватность.
Teknolojileri sayesinde herkesin yeme, giyinme, ev, ulaşım ihtiyaçları eşit olarak ve zahmetsizce karşılanıyor. Их технология позволяет прокормить, одеть, обуть всех, одинаково всех, без всяких различий.
Bu muazzam miktarda yatak demek. Это ведь огромное количество кроватей.
Ortak bir şirket kuralım ve eşit ortak olalım. Мы вместе создадим компанию и будем равными партнерами.
Muazam miktarda yapay bir yerçekimi üretiyor. Оно вырабатывает огромное количество искусственной гравитации.
Bunlar da eşit derecede önemli mi sizce? Вы думаете, это столь же важно?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.