Sentence examples of "fark ettiniz" in Turkish

<>
İlk önce Butch'ı vurdunuz ama daha önce onun da bir silahı olduğunu fark ettiniz. Буча убили первым, однако сообразив заранее, что у него есть свой пистолет.
Eşyaların kaybolduğunu ilk ne zaman fark ettiniz? Когда вы обнаружили, что вещи пропали?
Noel'ın hep çevresinde olduğunu fark ettiniz mi? Вы заметили, что Ноэль всегда рядом?
Söyleyin bakalım, kardeşinizin davranışlarında gariplik olduğunu ne zaman fark ettiniz? Когда вы в первый раз заметили что-нибудь необычное в поведении брата?
O gece onda herhangi bir gariplik fark ettiniz mi? Вы не заметили в нём ничего странного той ночью?
Son zamanlarda onda olağandışı bir şeyler fark ettiniz mi? Не замечали за ним каких-либо странностей в последнее время?
Bir terslik olduğunu ne zaman fark ettiniz? Когда вы осознали, что что-то случилось?
Söyleyin bakalım, küçük hanım, buralarda hiç sorun fark ettiniz mi acaba? Скажи-ка, дамочка, не заметила ли ты какого-нибудь непорядка в наших краях?
Siz çıkarken etrafta şüpheli birini fark ettiniz mi? Вы не заметили никого подозрительного поблизости когда уходили?
Evde hiç soğuk yerler fark ettiniz mi? Вы не замечали холодных участков в доме?
Bu sabah uyandığınızda, fiziksel değişimler fark ettiniz mi? Проснувшись с утра, вы испытали некоторые физические изменения?
Askeri safları üzerinizde sivil kıyafetler varken geçtiğinizi fark ettiniz mi? Вы осознаете, что пересекли линию фронта в гражданской одежде?
Gittiğiniz her yerde, tezgahın üzerinde bir bahşiş kavanozu olduğunu fark ettiniz mi? Вы замечали, что в каждом магазине есть банка для чаевых на прилавке?
Resimleri fark ettiniz mi? Ты заметила эти картины?
Arkadaşlar, artık geceleri çekirge sesleri duyulmadığını hiç fark ettiniz mi? Ребята, заметьте что вы больше не слышите сверчков по ночам?
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Beni bu suça ortak ettiniz. Вы сделали меня сообщником этого.
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
En sevdiğim kulübün içine ettiniz. Вы уничтожили мой любимый клуб.
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.