Sentence examples of "geniş elbise mi istiyordun" in Turkish

<>
Daha geniş elbise mi istiyordun? Ты хотела найти просторную одежду?
Spice Girls cover grubu izlemek mi istiyordun yani? Ты хотел посмотреть двойников "Spice Girls"?
Anne yeni bir elbise almaya çalıştı ancak çevredeki mağazalar çoktan kapanmıştı. Мать пыталась купить новую одежду, но магазины в этом районе были уже закрыты.
Plan karşıtları ayrıca eğitim sistemi hissedarlarıyla daha geniş çapta ve daha çok halka açık istişare yapılmadığı için devlet memurlarını suçladılar ki "yeniden yapılandırma" denilen köklü değişiklikler gerekirdi. Противники плана также раскритиковали чиновников за неспособность провести более широкие и открытые консультации с заинтересованными сторонами самой системы образования, учитывая радикальные перемены, которые потребовала бы "реорганизация".
Sam, sen bıçağı istiyordun. Сэм, ты хотел нож.
Giyebileceğin en ağır elbise, bir sürü bangari ve bir KUCHI başlık. Самое тяжеленное платье, которое вы когда - либо надевали, со множеством браслетов и массивной диадемой
Twitter'da geniş çapta kullanılan bir görüntü. Изображение широко распространено на Twitter.
Bir şey mi konuşmak istiyordun? Ты хочешь о чем-то поговорить?
Rana Tharular - Gümüş beyazı, parlak renkli elbise ve siyah eşarpların üzerinde çarpıcı biçimde güzel görünüyor. Рана тхару - белое серебро выглядит поразительно красиво на красочном платье и черных накидках.
Ona sırf merdiven çıkmak zorunda kalmasın diye zemin katta oldukça geniş bir hücre ayarladım. Я нашёл ему большую камеру на первом этаже чтобы ему не подниматься по лестнице.
Farkli bir hayat istiyordun. Ты хотела другой жизни.
Arkadaşı ona katıldığında, giydiği geleneksel elbiseyle arkadaşının renk kattığı günümüze ait elbise arasında bir rekabet varmış gibi görünüyor. Когда к ней присоединяется подруга, это становится похожим на соревнование между её традиционным платьем и современным платьем её напарницы.
Her şey geniş dikey bölmeler halinde. Все представляет собой большие вертикальные помещения.
Üstü kapalı olanlarından istiyordun değil mi ama? Ты хотела тостер с дверкой, нет?
Çok cesurca ama aynı zamanda canlı bir elbise. Это смело, но очень уж экстравагантный наряд.
New York Central Park'ta geniş çimenlerde artık başıboş fidanlar filizlenmekte. В Центральном парке Нью-Йорка неухоженные большие лужайки теперь зарастают деревьями.
Kurtarmak istiyordun, hadi kurtar o zaman! Ты хотела спасти его, так спасай!
Bilerek beyaz bir elbise seçtim. Я нарочно надела белое платье.
Geniş bir ailesiniz demek. Большая семья, значит.
Bana ne söylemek istiyordun? Hiçbir şey. Ну, так что ты хотел сказать?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.