Sentence examples of "hakkı talep" in Turkish

<>
Ben Mars Donanma Kuvvetleri'nin topçu çavuşu Roberta Draper olarak Dünya'dan iltica hakkı talep ediyorum. Я комендор-сержант Роберта Дрейпер, марсианский десантный корпус. Я прошу политического убежища на Земле.
Elçilik kapandıktan sonra otomatikman siyasi mülteci olarak sığınma hakkı talep edebileceğin altı aylık bir süre vardı. После закрытия вашего посольства был шестимесячный срок, в течение которого вы автоматически получали политическое убежище.
Bu konuda tekrar söz hakkı almayı talep ediyorum. Я официально прошу дать мне ещё один шанс.
Vekalet hakkı kullanmayı talep ediyorum. Я требую права на замену.
Bu hakkı lütfen yerli sanayii kurtarmak için Hint filmlerinin ithali tartışmasıyla sınırlamayalım. Давайте не будем ограничивать это право спорами о том, можно ли сохранить местную киноиндустрию, если отказаться от ввоза индийских фильмов.
Evlerde, sokaklarda, hastanelerde, süpermarketlerde, restoranlarda, dükkanlarda, otellerde, her yerde çiçek basit bir mesaj ile sergileniyor: "Hatırlıyorum ve Talep Ediyorum." Везде: на улицах и на домах, в больницах, супермаркетах, ресторанах, магазинах и гостиницах - вывешены фиолетовые цветы с простым посланием: "Я помню и требую".
Mültecilerin çalışma izninin olmamasıyla birlikte çoğunun kamptan ayrılma hakkı da yok. Беженцы не имеют права работать, и очень немногие имеют право покидать лагерь.
Görünen o ki, ailenin parası var ama henüz fidye talep edilmemiş. Похоже, семья богата, но требования о выкупе пока не было.
Tamam, anlıyorum. Ama bu sana budalalık yapma hakkı tanımıyor. Но это не дает тебя права вести себя как болван.
Shaw seninle görüşme talep etti. Шоу запросил встречу с Вами.
Bir saniye, bunda bana söz hakkı düşmez mi? Эээ, стоп, у меня есть право голоса?
Acil tahliye talep ediyorum. Запрос на немедленную эвакуацию.
Ricardo, basın kartına sahip olman sana olay yerine müdahale hakkı vermez. Рикардо, удостоверение журналиста не дает вам право копаться на месте преступления.
Saldırıdan önceki günlerde, New York görevlendirmesi talep etmişti. Он запросил перевод а Нью-Йорк за день до теракта.
Evet ama anlaşmada bir de veto kullanma hakkı vardı. Да, но уговор также включает и право вето.
Başkentten gelen bu adamlar yardımımızı talep etti. Эти люди из столицы попросили нашей поддержки.
Bunu kaldıramadım. Ama bu sana kaçarak beni cezalandırma hakkı vermez. Но это не дает тебе права наказывать меня, убегая.
Senden Çocuk İmparatoriçe'yi serbest bırakmanı talep ediyorum! Я требую, чтобы ты освободила Императрицу!
Kızın -5 yılda bir de olsa kahve içmek istemeye hakkı var. Она же имеет право на чашку кофе за эти -5 лет!
Taahhüt için üç kişi talep edildi. Три человека, чтобы просить бесу.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.