Sentence examples of "için fırsat" in Turkish

<>
İşte size onu bulmak için fırsat. Вот наш шанс выяснить, кто.
Bir seferliğine, doğru bir şey yapmak için fırsat bu. Это мой последний шанс сделать что-то правильное, хоть раз.
Robin'e Barney olayını anlatmak için fırsat elime geçmişti. Это был мой шанс рассказать Робин всю правду.
Ki bu da size birilerini izlemek için fırsat veriyor. И это дает вам возможность увидеть кого-то из них.
Peg, ona bu çevrede önüne gelen çocuğu hırpalamak için fırsat verecek değilim. Пег, я не дам им повода перетрясти всех ребят в этих окрестностях.
Ve ayrıca gerçekte kim olduğumuzu bilirlerse, onlara bizi kaçırmaları için fırsat vermiş oluruz. И если они поверили нам, то мы можем стать толчком к похищению людей.
Sana, küçük bir parçasını kurtarmak için fırsat öneriyorum. Kendini yani. Я даю тебе шанс спасти его маленькую часть - саму себя.
Üçte bir yol ileri. Gemiye yanaşması için fırsat tanıyalım. Сбросьте скорость на одну треть, позвольте кораблю пристыковаться.
Sana onu kurtarman için fırsat verecek. Он даст тебе возможность спасти ее.
İşte onu tanımak için fırsat sana. Это твой шанс с ним познакомиться.
Onu yakalamak için fırsat bu fırsat. У нас есть возможность поймать его.
Onun ölümüne şahit olmam için fırsat verecek. Он даст мне возможность увидеть ее смерть.
Şimdi üç saniyeliğine arkamı döneceğim ve sana tepelere kaçman için fırsat vereceğim. Я отвернусь на три секунды, чтобы дать тебе возможность сбежать подальше.
Ve bazen yapabileceğin en iyi şey geri adım atıp kendine nefes almak için fırsat tanımaktır. Иногда лучше что ты можешь сделать это отступить назад, и дать себе шанс отдышаться.
Ve sınırsız davranmaları için fırsat veriyoruz. Мы предоставляем возможность неограниченного карьерного роста.
Beni rezil etmek için fırsat kolluyordun. Ждала случая, чтобы опозорить меня.
Küçük bir intikam almak için fırsat kollayacaksın. Будете выискивать любой шанс на мелкую месть.
Derek Reston için bu, doğru şeyi yapması için fırsat vermem demek oluyor. Для Дерека Рестона это означает, что у него есть шанс всё исправить.
bu kriz senin için bir fırsat olabilir. Эта проблема может стать для вас возможностью.
Bu, ülkemiz için bir fırsat. Это уникальная возможность для нашей страны.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.