Sentence examples of "için yalvardı" in Turkish

<>
Seni aramam için yalvardı. Она просила меня позвонить.
House geri dönmem için yalvardı. Хаус практически умолял меня вернуться.
Malee yapmam için yalvardı. Мали умоляла меня сделать.
İlişkimizi düzeltecek bir şans tanımam için yalvardı. Она просила дать ей шанс исправить всё.
Bana bunu yapmam için yalvardı. Она умоляла меня это сделать.
Max kostümlerin kalması için yalvardı. Макс умолял меня сохранить костюмы.
Dawnelle hastalara Kaiser'i dinlememeleri ve kızını tedavi etmeleri için yalvardı. Донелл умоляла врачей не слушать KAISER и лечить её дочь.
Eddie doğru olanı yapmam için yalvardı. Эдди умолял меня сделать правильный выбор.
Lin, gerçeği söylememem için yalvardı. Линь умоляла меня не говорить правду.
Bir seferinde, bir adamla bayağıdır çıkıyordum ve dizinin üstüne çöktü ve onu bir daha aramamam için yalvardı. А еще однажды парень на свидании встал на колено и умолял, чтобы я ему больше не звонила.
O çocuk size gerçek için yalvardı. Этот мальчик умолял вас о правде.
Herkese oraya gelmeleri için yalvardı. Он всех умолял туда сходить!
O, kalmam için yalvardı. Он умолял меня остаться.
Internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz. Для поддержания интернет- пространства свободным и открытым, мы обращаемся к местным сообществам, производствам и странам с просьбой о признании этих принципов.
Doktor bulması için ona yalvardı. И попросил его вызвать доктора.
Kızıl pandalar genellikle izinsiz avlanılmasalar da, misk geyikleri ve diğer vahşi hayvanlar için konulan tuzaklara kurban gidiyorlar. Хотя браконьеры не охотятся на красных панд, они часто попадают в ловушки для кабарги и других диких животных.
Önce yalvardı, sonra pazarlık etti. Сначала они умоляли, затем смирились.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Onu öldürmem için bana yalvardı. Он умолял меня отпустить его.
Dallas bölgesindeki Etiyopya diaspora üyeleri ve vefatını duyan arkadaşları, Assefa'nın dileklerini gerçekleştirmek için bir bağış sayfası açtı. Чтобы исполнить последнее желание писателя, представители эфиопской диаспоры в Далласе, а также друзья, узнавшие о его кончине, открыли для него страничку gofundme.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.