Sentence examples of "izin veriyoruz" in Turkish

<>
Herhangi bir durumda Jake'in vurmasına izin veriyoruz. Знаешь, мы дадим Джейку пристрелить их.
Bütün bunlar rol icabıysa, onun oraya gidip işi bitirmesine izin veriyoruz. Если это всё игра, мы только что отпустили её закончить начатое.
Kendi kendimize izin veriyoruz. Мы даем свое разрешение.
Savunma için gerekli bütün önlemleri almanıza izin veriyoruz. Для организации обороны вы можете использовать все возможности.
Hayır, sigara içmek yasak ama biz içmenize izin veriyoruz. Нет, здесь нельзя курить, но вам мы разрешим.
Neden önce onun tanığını sunmasına izin veriyoruz? Зачем нам позволять ей вызвать свидетеля первой?
O yabancının evimizde kalmasına izin veriyoruz. Мы оставили незнакомца в нашем доме?
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Ama kararı biz veriyoruz. Но мы его делаем.
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Ona bir gün veriyoruz. Давайте дадим ей часа.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
O insanlara her şeyi veriyoruz zaten. Мы итак даем этим людям все.
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Onları işten kurtarıp, onlara bir suçlu veriyoruz ve onlar bizi yalnız bırakıyor. Мы делаем всё за них, дело раскрыто, нас оставляют в покое.
Dışarı çıkmama izin ver. Отпусти меня. Не могу.
En iyi öğrenci filmi ödülünü Bay Howard Stern'e veriyoruz. Мы даем вознаграждение лучшего студенческого фильма Г-ну Ховарду Стерну.
Kaçmasına izin verme, polis kız. Не дай ей уйти, офицер.
Bu sebeple kendisine hiçbir şekilde yardımcı olmamanızı salık veriyoruz. Поэтому даём вам совет, больше не помогать ему.
Götverenin paçayı kurtarmasına izin mi vereceksin? Собираешься позволить этому засранцу снова вывернуться?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.