Sentence examples of "karşı koymaya" in Turkish

<>
Karşı koymaya çalıştım, ama beni bayılttılar. Я пытался отбиться, но меня усыпили.
Santana'ya karşı koymaya çalıştım. Я пытался сопротивляться Сантане.
Geleceğe karşı koymaya çalıştım. Я пытался изменить будущее.
Karşı koymaya çalıştım, ama benden daha güçlü. Я пыталась бороться, но это сильнее меня.
Benimle beraber karşı koymaya hazır mısın, Carl? Ты готов бороться вместе со мной, Карл?
Korku baskın geliyor ve karşı koymaya başlıyor. Поэтому страх побеждает и она начинает сопротивляться.
Ayrıca baraja karşı mücadelelerine destek bulmak için Malezya'nın diğer topluluklarına ve dünyanın her yanından çevreci topluluklara da çağrıda bulundular. Они также призвали другие общины Малайзии и международные организации, занимающиеся охраной окружающей среды, поддержать их кампанию против этого строительства.
Cüzdanına koymaya bir resmini ister misin? Хочешь её фотографию в свой бумажник?
İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir? Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса?
İşleri yoluna koymaya çalışıyorlar. Они стараются наладить отношения.
Rusya'daki toplumsal davranış genellikle Orta Asya ve Kafkaslar'dan gelen göçmenlere karşı düşmanca. Общественное мнение в России часто враждебно по отношению к мигрантам из Центральной Азии и с Кавказа.
Bu adama bir yüz koymaya çalışıyorum. Я пытаюсь установить личность этого подонка.
Baraj projesine karşı protesto. Протест против строительства плотины на реке Барам.
Olayları rayına koymaya çalışmama rağmen yaptıklarım zaman çizgisinin zarar görmesinden başka bir şeye sebep olmadı. Несмотря на мои попытки всё исправить, эти действия повлекли ещё большие искажения временной линии.
Fakat Meksika'da habercilere karşı gösterilen şiddet yeni bir şey değil. Следует отметить, тем не менее, что насилие против журналистов в Мексике - действительно явление отнюдь не новое.
Onu güvenli bir yere koymaya karar verdim. Я решила поместить ее в безопасное место...
Global Sesler'de daha önceden yazıldığı üzere, Kırgızistan'daki kadın dernekleri kız - kaçırma geleneğine karşı son zamanlarda çok aktif durumda. Организации по защите прав женщин в Кыргызстане, как сообщалось в ранее Global Voices, недавно проявили особую активность в борьбе против обычая похищения невест.
Sınır koymaya ne oldu? Что насчёт установления границ?
Göçmenlere karşı bu eski şarkıyı söyleyen siyasiler sadece Fransa'da bulunmuyor. Подобные аргументы против иммиграции распространены не только во Франции.
Kimseyi aptal yerine koymaya çalışmıyordum. Я не пытался обмануть кого-либо.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.