Sentence examples of "kontrol edemez" in Turkish

<>
kişilik bir mürettebat bir Android olmadan bu büyüklükteki bir gemiyi kontrol edemez. Команда из трёх человек не сможет обслуживать корабль такого размера без Андроида.
Forsythe bilinci yerinde olmayan yaratığı kontrol edemez. Форсайт не сможет управлять существом без сознания.
Mason benim hayatımı kontrol edemez. Мейсон не контролирует мою жизнь.
Eğer aslan gücünün farkına varırsa, onu kimse kontrol edemez. Если лев знает свою силу, человеку его не удержать.
Valda seni kontrol edemez. Duyuyor musun beni? Валда не может тебя контролировать, слышишь?
Başkan Senatoya da müdahale ederse binlerce yıldız sistemini kontrol edemez. Канцлер не удержит власть над тысячами систем, уничтожив Сенат.
Bir takıntım var, her yolculuğumda pasaportun benimle olup olmadığını beş dakikada bir kontrol ediyorum. У меня обсессивно - компульсивная привычка проверять паспорт каждые пять минут во время путешествий.
Pardon da insan kardeşini ziyaret edemez mi? Прости. Парень не может навестить своего брата?
Konuşmacılar birbirlerini geleneksel ve dijital medya konusundaki işbirliğinin gelişimden ve "Batılı ana akım medyası" nın bilgi kaynaklarını kontrol etmeye yönelik girişimlerine karşı ortak bir şekilde mücadele edilmesinden dolayı tebrik ettiler. Выступавшие поздравили друг друга с улучшением сотрудничества между традиционными и цифровыми СМИ и их коллективных усилий по борьбе с попытками "западных СМИ" контролировать информационное пространство.
Bu köpek daha fazla böyle devam edemez. Эта собака не может больше так бежать.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Ters yöne gidersek, haritası olan hiç kimse bizi takip edemez. Если пойдём дальше, нас не смогут найти владельцы других карт.
Şey, neden çantadaki izleri kontrol etmiyorsun. Поэтому вы должны проверить отпечатки на сумке.
Bu böyle devam edemez! Так не может продолжаться!
Zack, benzeri bir etkiye sahip bir gazın kullanılmış olması ihtimaline karşılık hava kanallarını kontrol ediyor. А Зак проверяет вентиляционные шахты, пытаясь установить не применялся ли газ для создания похожего эффекта.
Ama bazen kayıp o kadar büyüktür ki vücut bunu kendi kendisine telafi edemez. Но иногда потеря настолько велика, что организм не может компенсировать её полностью.
Sen, evini kontrol edip, radyasyon ve toksin testleri yap. Ты, проверь его дом и лабораторию на радиацию и токсины.
Bana kimse yardım edemez artık. Теперь мне никто не поможет.
Evet, sadece göldeki iki tekneyi kontrol edeceğim. Да, только проверю две лодки на озере.
Hatta Tanrı sana yardım edemez! Даже Бог тебе не поможет.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.