Sentence examples of "mahsur kalmış" in Turkish

<>
Kendisi hem dahi bir fizikçi Sovyetler Birliği'nde mahsur kalmış göç etmesine izin verilmeyen Yahudilerin sözcüsü. Он великолепный физик и красноречивый защитник тех еврейских отказников, которые удерживаются в Советском Союзе.
Yani arkadaşımız sanal gerçeklik içinde mahsur kalmış durumda mı? То есть, он действительно застрял в виртуале?!
Mahsur kalmış insanlar. Yüksek endişe düzeyi. Толпа пленников, повышенный уровень беспокойства.
İkinci katta mahsur kalmış bir kadın var. Тут женщина в ловушке на втором этаже.
Hassas olan dışarıda mahsur kalmış 00 Alman markı değerinde ki NATO bilgisayarı. Деликатности требует компьютер НАТО за, 000 марок, застрявший на улице.
Lâkin kulesinde mahsur kalmış bir büyücü var icabına bakılması gerek. Но нужно разобраться с колдуном, который заперт в башне.
Yaşam tarzları özgün kalmış ve geleneksel giysileri ile aksesuarları, her fotoğrafçı ve tasarımcının ilgisini çekecek türden. Их образ жизни остается уникальным, а их традиционные одежды и украшения являются предметом восхищения любого фотографа и дизайнера.
Batan bir gemide mahsur kaldık. Мы застряли на тонущем корабле.
Mike'la Lucy yüzeyin yaklaşık km altında kalmış durumdalar. На почти полукилометровой глубине остались Майк и Люси.
Pilot içerisinde mahsur kalmıştı... Пилот был заперт внутри.
Bak. Biraz peynir kalmış. Даже немного сыра осталось.
Burada uzun süre mahsur kalacağız ve "Mavi Adamlar" ı asla seyredemeyeceğim. Мы застрянем тут навечно, и я никогда не увижу Blue Man Group!
Birşeyler kalmış olduğunu mu düşünüyorsun? Думаешь, что нибудь осталось?
Ömür boyu bu gemide mahsur kalmasına neden olurum. Но тогда она проведёт здесь всю свою жизнь.
Sistemin bütünüyle çökmesine sadece birkaç ay kalmış durumda. Системе осталось всего несколько месяцев до полного отказа.
Eve dönüş biletin olmadığı için burada mahsur kaldın. Ты застряла тут, без обратного билета домой.
O plağın tüm izlerini başarılı bir şekilde ortadan kaldırmıştım ama hâlâ yarım kalmış bir iş vardı. Я довольно неплохо справился с устранением всех следов той пластинки, но оставался еще один момент.
Giyinik bir şekilde duşakabinde mahsur kaldınız. Вы застряли в душевой кабине одетой?
Bu sabah, en kötü günlerimizin geride kalmış olabileceğine dair bazı raporlar aldık. Этим утром мы увидели новые признаки того, что худшее уже осталось позади.
Bu bedenlerde mahsur kaldık. В чужих телах застряли.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.