Sentence examples of "tehlikeye atamam" in Turkish

<>
Eğer evde beni bekleyen biri varsa, kendimi tehlikeye atamam. Я не могу рисковать жизнью, если меня ждут дома.
Bir köy uğruna, yüzlerce insanın hayatını tehlikeye atamam. Я не могу рисковать сотнями жизней ради одной деревни.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Çocukları aşağı götürüp de riske atamam. Я не стану подвергать детей опасности.
Geri kalan bizleri tehlikeye atıyorsun. Ты всех нас подвергаешь опасности.
Bundan daha da küçülmeyi riske atamam. Я не могу быть еще ближе.
Burada geçirdiği her saniye hayatını tehlikeye atıyor. Каждую секунду здесь он рискует собственной жизнью.
Jor-El'in zihin etkileşimli binaları bizi korumada yeterli olabilir ama oğlumun hayatını bu şekilde riske atamam. Возможно убежище Джор-Эла нас и спасет, но я не стану рисковать жизнью моего сына.
Bizi, onu tekrar tehlikeye soktuğuna inanamıyorum. Снова подверг нас, ее такой опасности.
Az önce "yumruk atamam" dediğime eminim beni duymadın mı? Я уже сказал, что не могу ударить тебя. Не понял?
Onu tehlikeye atar mıydınız, Kardinal Borgia? Вы подвергнете его опасности, Кардинал Борджиа?
Sırf senin bazı geçici heveslerini yerine getirmek için itibarımı riske atamam. Я не стану рисковать своей репутацией, чтобы удовлетворить твою прихоть.
Kendi hayatını tehlikeye atarak bu teşkilat ve bu ulus için çok önemli şeyler yaptığını. Ты сделала нечто важное для Агентства и для страны, подвергая себя огромному риску.
Bir insanın hayatını tehlikeye atması kolay değil özellikle de nedeni iyi bilmiyorsa. Не так просто рисковать жизнью, не понимая, зачем это нужно.
Ve bir bebeğin hayatını tehlikeye atıyorsun, bunu yaparken... А ты подвергаешь его жизнь опасности, пока ты...
Senin uyuşturucu kaçakçın da, gerçek Jordan Hester'i tehlikeye soktu. А из-за вашего наркодилера настоящая Джордан Хестер оказалась в опасности.
Beni tehlikeye mi atıyorsun! Если подвергла меня опасности?
Eğer gemiyi hemen indirmezsek, yapısal bütünlüğü tehlikeye atacağız. Если мы не посадим корабль, он может разрушиться.
Onun işi senin hayatını gerçekten tehlikeye attı. Из-за его работы тебе грозила физическая опасность.
Ayrıca cinleri tehlikeye atarız. Нельзя рисковать жизнями эльфов.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.