Sentence examples of "yüksek" in Turkish

<>
Yüksek düzeydeki atmosferik iyonizasyon ışınlama kilitlemesini engelliyor. Высокий уровень атмосферной ионизации тормозит нацеливание транспортера.
Kahraman Anne Madalyası 8 Temmuz 1944 tarihli Sovyet Yüksek Başkanlık Kararnamesi ile resmileşmiştir. Звание и орден учреждены Указом Президиума Верховного Совета СССР 8 июля 1944 года.
Visual Studio 2008 ile, artık ayrı bir SKU ancak Profesyonel ve daha yüksek sürümleri ile birlikte gelmektedir. Начиная с Visual Studio 2008 включено в версии Professional и выше.
Kan örneğinde imkansız derecede yüksek elektrolit seviyeleri göründü. Анализы крови вернулись с невозможно высоким уровнем электролитов.
Çok yüksek olmalı. Kandaki insülin seviyesi oldukça yüksek. Хорошо, очень высокие уровни инсулина в крови.
Tungsten, bütün elementler içinde en yüksek erime noktası olan elementtir. У вольфрама по сравнению с другими элементами самая высокая точка плавления.
Hayır. Elit buluşmalar sadece çok yüksek düzeydeki müşterilere veriliyordu. Элитный эскорт организует встречи только с клиентами высокого класса.
Ama en yüksek nokta orası değil. Но это не самое высокое место.
Bir zamanlar Libby adında yüksek bir kulede yaşayan bir prenses varmış. "Жила-была принцесса по имени Либби. Она жила в высокой башне.
Bu botanik örnekler yüksek seviyede serum nitrat içeriyor. Эти ботанические экземпляры содержат большое количество нитратов серы.
En yüksek hasarlar, en zayıf kemiklerde: Самый большой ущерб нанесен самым слабым костям.
Bir sonraki en yüksek yere çıkmalıyız ki helikopterdeki babama işaret gönderebilelim. Надо попасть на самую высокую точку, чтобы передать сигнал папе.
Anan ve Yüksek konsey üyeleri sizleri bekliyor. Анан и члены Высшего совета ждут вас.
Takıntılı gıcığın tekisiniz! Editörünüze daha yüksek konumda birini göndermesini söyleyeceğim. Я позвоню твоей директрисе и попрошу прислать журналиста уровнем повыше твоего!
En yüksek hızında o gücün üç katını yaratabilirsin. Твоя самая большая скорость превосходит её в раза.
Sally Langston'un reytinglerinin ne kadar yüksek olduğunu söylememe gerek yok herhalde. Мне не надо объяснять, насколько высоки рейтинги у Салли Лэнгстон.
UA1 (underground area 1), CERN'deki Süper Proton Senkrotronu'nda 1981'den 1993'e kadar yapılan yüksek enerji fiziği deneyidir. UA1 - эксперимент (детектор) в физике высоких энергий, который проводился в ЦЕРНе с 1981 по 1983 г. на коллайдере SPS.
Tatlı suyun yolculuğu burada, yüksek dağlarda başlar. Путешествие воды начинается здесь, высоко в горах.
Ve amonyak, yalnızca daha yüksek basınç ve daha düşük sıcaklıklarda sıvıdır. А аммиак становится жидким при более высоком давлении и более низких температурах.
Babakov karaborsa malları en yüksek fiyat verene satar. Бабаков поставляет товары чёрного рынка по высшей цене.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.