Sentence examples of "yok etmeyi" in Turkish

<>
İngilizler, Nazilere devredilmesi yerine tüm Fransız filosunu yok etmeyi tercih edeceklerdir. Англичане скорее уничтожат весь французский флот, чем допустят его передачу фашистам.
Lexi geri döndü, yani Elena kolyeyi yok etmeyi geciktirmemizi istiyor. Лекси вернулась, потому Елена просит нас подождать с уничтожением ожерелья.
Kendinden bir parçayı yok etmeyi kabul ediyorsun. İster kazan ister kaybet evet, bu aslında birçok şeyi etkiler. Ты согласился разрушить часть себя, проиграв или выиграв, поэтому да, это имеет очень большое значение.
Mucizeler Sokağı'nı yok etmeyi planlıyordunuz. Вы хотите уничтожить Двор чудес.
Onu öldüren adamları yok etmeyi. избавиться от убивших его людей.
Tüm insanlar öldükten ve Dünya'yı yok etmeyi bıraktıktan sonra gezegenin gelişebilmesi için. А планете - для процветания после гибели человечества и прекращения её уничтожения.
Wes'in onları birbirinden beslenmeye zorlayarak vampirleri yok etmeyi planladığı küçük bir kumpası var. У Вэса был странный план истребить вампиров, заставляя их питаться друг другом.
Düş dünyası'nı yok etmeyi planlıyor. Да. Он собирается уничтожить Вижн.
Asteroiti yok etmeyi öneriyorum. Я предлагаю уничтожить астероид.
Bence yok etmeyi denemişler. Они попробовали уничтожить его.
Seni yok etmeyi planlıyor. Они планируют вас уничтожить.
Dünyadaki hiçbir demokratik ülkede böyle bir sorun yok. Ни в одной демократической стране мира нет таких проблем.
Ateş etmeyi, gizlemeyi, Hedefini tutmak için. Он научился стрелять, прятаться, выслеживать цель.
Bir sanat eylemi olarak mükemmel, açıklamaya ihtiyaç yok. Как акт искусства - практически безупречно, не нужны никакие пояснения.
Yardım etmeyi teklif ettim. Я же хотела помочь.
"Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama. "Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине.
Daha genç ama önderlik etmeyi biliyor. Он молод, но умеет руководить.
Evet, güvenlik şeridi de yok. Да, защитной полосы тоже нет.
Birileri parti verip beni davet etmeyi mi unuttu? Кто-то решил устроить вечеринку и забыл пригласить меня?
Kiralık askerlerin gemisinde bizim araştırma yapan dedektifimiz yok. У нас нет никакого сотрудника на корабле наемников.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.