Sentence examples of "yola" in Turkish

<>
Çoktan seni durdurmak için yola çıkmışlardır bile. Они уже в пути чтобы остановить тебя.
Farrow minibüsü yükleyip havaalanına doğru yola çıkmış. Ферроу загрузил фургон и едет в аэропорт.
Baron'un malikanesindeki terbiye seansından sonra herhangi bir hastanın gelip gelmediğini görmek için evine doğru yola çıkmıştı. После конной прогулки по поместью Барона он отправился домой проверить, не прибыли ли новые пациенты.
Çok tehlikeli bir yola girdim ve dünyayı da yanımda sürükledim. Я пошел по опасному пути и потянул мир за собой.
Birlikte döktüğümüz onca kana birlikte aldığımız onca yola rağmen Malcolm, biz aynı değiliz. Сколько крови пролито, сколько миль пройдено, Малькольм, мы уже не те.
Çocuklar ve ben havalimanına doğru yola çıkmak üzereyiz ve seni göreceğim için çok heyecanlıyım. Мы с ребятами собираемся выезжать в аэропорт, и мне не терпится тебя увидеть.
Siyah tren köprüsünün altına gittim ve oradan da küçük yola çıktım. Я проехал под черным железнодорожным мостом и по этой маленькой дороге.
Katil cesedi attı ve hızlanarak yola geri döndü. Убийца выбросил тело и рванул в сторону дороги.
Benim yolculuğum beni başka yola gönderiyor. Мой путь ведёт меня другой дорогой.
Yarın uzun bir yola çıkacaksın ve benim de Belediye'ye gidip Oline'ın adli geçmişini bulmam gerekiyor. Завтра тебе далеко ехать, а я хочу поднять архивные данные по судебным разбирательствам Олин.
Amanda'nın ailesi cesedi teşhis etmek için yola çıkmışlar. Семья Аманды на пути, чтобы опознать тело.
Bu mümkün değil. Buradan eli boş yola çıkarsanız ölüme yelken açmış olacaksınız. Если вы отправитесь отсюда с пустыми руками, встретите смерть в море.
Tekrar yola çıkmadan önce banyo uykumu alır diye düşündüm. Думал, может после душа проснусь и снова поеду.
Böylece Tobias ve Lindsay öğle yemeğinde yeni arkadaşlarıyla tanışmak için yola çıktı. Итак, Тобиас и Линдси поехали на обед со своими новыми друзьями.
Senin yaşında insanın hangi yola sapacağını bilmesi zor oluyor. В твоём возрасте трудно определиться, каков твой путь.
dakika önce Times Meydanı'na doğru yola çıkmışlar. Они уехали с Таймс сквер минут назад.
60'ı at taşıyan gemi olmak üzere toplam 150 gemilik Norman filosu, Mayıs 1081 sonlarında Bizans İmparatorluğu'na doğru yola çıktı. Норманнская флотилия из 150 кораблей, из которых 60 перевозили лошадей, отправилась к берегам Византии в конце мая 1081 года.
Chase ve Masters çoktan yola çıktılar. Чейз и Мастерс уже в пути.
Marie, beni almak için yola çıktı. Мари уже едет, чтобы забрать меня.
Aynı yıl içerisinde Gilbert, Kuzey Amerika'da korsanlık yapmak ve koloni kurmak amacıyla yola çıksa da Karayipler'e doğru yol alırken henüz Atlas Okyanusu'nu geçemediği sırada keşif yolculuğu iptal edildi. В том же году Гилберт отправился в Вест-Индию с намерением заняться пиратством и основать колонию в Северной Америке, но экспедиция была прервана ещё до того как он пересек Атлантику.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.