Exemplos de uso de "çok endişeleniyorum" em turco

<>
Abel için çok endişeleniyorum. Все думала об Авеле.
Bodrumdaki kız için daha çok endişeleniyorum. Меня больше волнует девушка в подвале.
Çok endişeleniyorum ve çok da öfkeleniyorum. Я очень переживаю. И немного злюсь.
Ethan için çok endişeleniyorum. Я волнуюсь за Итана.
Arkadaşı için üzgünüm, gerçekten öyleyim, ama senin için daha çok endişeleniyorum. Мне правда жаль насчет его подруги, но я больше забочусь о тебе.
Gerçekten çok endişeleniyorum. Я очень беспокоюсь.
Gelecek nesiller için çok endişeleniyorum. Я беспокоюсь за будущие поколения.
Biliyorum ama şu an senin için daha çok endişeleniyorum. Я знаю. Но сейчас я больше волнуюсь о тебе.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Ben de senin için endişeleniyorum. А я переживаю за тебя.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Gitmem gerek, annem hakkında da endişeleniyorum. Мне надо уехать. Я беспокоюсь о маме.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Sadece senin için endişeleniyorum, tamam mı? Я просто беспокоюсь за тебя, хорошо?
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Ben Ja Hong Myeong için daha fazla endişeleniyorum. то я больше волнуюсь о Ча Хон Мён.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Ben de bu yüzden endişeleniyorum ya. Должен был. И это меня беспокоит.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Ben de yeni komşumuzun bir işler çevirmesinden ötürü endişeleniyorum. А я переживаю, что новые соседи что-то замышляют.
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.