Exemplos de uso de "tuttuğu yer" em turco

<>
Berlin'in parasını tuttuğu yer orası. Там Берлин хранит свои деньги.
Güvenliğin silahları tuttuğu yer. Здесь охрана хранит оружие.
Onu tuttuğu yer burasıymış. Здесь он держал его.
Burası kurbanımızı tuttuğu yer olabilir. Tamam. Здесь он мог держать нашу потерпевшую.
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
öteki cebinde Yoon Pil Joo'yu tuttuğu için hasta ve yorgunum. Вас, Юн Пхиль Чжу. И злость причиняет мне боль.
Dışarıda ki ajanslara yer yok. Другим агентствам здесь не место.
Kızın elinde tuttuğu bir harita mı değil mi? Так это или нет? Она держит карту.
Ama birisi gerçekten cinayet işlemek istese, burası ideal bir yer olurdu. Конечно, если кто-то задумает убийство, то это очень подходящее место.
Bilmiyorum. Spenser'ın çimlerini biçmesi için tuttuğu bir gündelikçi sadece. Какой-то поденный рабочий, которого Спенсер нанял подстричь газон.
Hançerin güvenli şekilde saklanabileceği tek yer. Святилище. Только тут можно укрыть кинжал.
Ve bu durumdan en çok sorumlu tuttuğu kişileri öldürmeye karar verdi. И решил убить людей, которых он считал ответственными за это.
Sonra bir yer buldu.. Yönetebileceği bir yer. Потом он нашёл место, где мог править.
Çünkü, tuttuğu özel dedektif sizin birlikteyken fotoğraflarınızı çekmiş. Он нанял частного детектива, который заснял вас вместе.
Kuran'da masumları öldürenler ve intihar edenlere yer yok. В Коране нет места убийству невинных и самоубийству.
Alex CIA'in tuttuğu birinin peşinde. Алекс охотится за агентом ЦРУ.
Bu gece sana uyuyacak bir yer bulmak zorundayız. Нужно найти место, где ты сможешь переночевать.
Theodosiopolis etrafındaki Bizans topraklarını yağmalamış ve Kurkuas'ın taze güçle gelip ve onu geri çekilmeye zorlayana kadar elinde tuttuğu Koğonya'ya kadar baskın vermiştir. Он опустошил византийские владения вокруг Феодосиополя и совершил набег на Колонею, которую он осаждал вплоть до прибытия Куркуаса со вспомогательной армией, вынудившего его отступить.
Sadece oturup bekleyebileceğim farklı bir yer arıyordum. Я просто искал новое место для ожидания.
Londra'da kalmak için bir yer bulabildi mi? Она нашла, где остановиться в Лондоне?
Os exemplos de uso de palavras em diferentes contextos são dados só para fins linguísticos, ou seja, para estudar o uso de palavras numa língua e as suas traduções para outra. Todos os exemplos são colecionados automaticamente em fontes abertas usando tecnologia de pesquisa de dados bilíngues. Se você encontrar algum erro de ortografia, pontuação ou outro erro no texto original ou na tradução, use a opção "Reportar um erro" ou escreva para nós.

Nesta seção, você pode ver como palavras e expressões são usadas em diferentes contextos usando exemplos de traduções feitas por profissionais. A seção Contextos o ajudará a aprender inglês, alemão, espanhol e outros idiomas. Aqui você pode encontrar exemplos com verbos frasais e idiomas em textos que variam em estilo e tema. Exemplos podem ser classificados por traduções e tópicos.

Aprenda línguas estrangeiras, veja a tradução de milhões de palavras e expressões e use-as em sua comunicação por e-mail.