Beispiele für die Verwendung von "Acımasız" im Türkischen

<>
Korkunç bir adam, acımasız ve soğuk. Он человек ужасный, безжалостный и холодный.
Dünya dürüst insanlara karşı çok acımasız olabiliyor. Мир может быть жесток к честному человеку.
Bir sonraki okul yılı boyunca Anders öfkesini çok sayıda acımasız ve korkunç yöntemle benden çıkardı. И в течении всего первого года, Андерс срывал злость на мне жестоко и зверски.
Sizin Amerika 'nızın daha sert, acımasız ve küçük olduğunu söylerdi. Он сказал бы, что ваша Америка стала злой жестокой и маленькой.
Bir gül yaprağı gibi, sert ve acımasız. Даже лепесток розы был жёстче и безжалостней его.
Senin ilk aşkının peşine düşmek, acımasız ve zekice. Birinin ilk aşkı onun zayıf noktasıdır. Искать твою первую любовь было безжалостно и умно первая любовь человека это их слабое место.
Ama bazen iyi olmak için acımasız olmak gerekiyor. Иногда нужно быть жестоким, чтобы быть добрым.
O yaşta, anne ve babasının Japonya'nın en acımasız yakuza patronu Patron Matsumoto tarafından öldürülmesine tanık oldu. Тогда ей пришлось стать свидетельницей гибели её родителей от руки самого жестокого босса Якудзы: босса Матсумото.
Bir adamın tohumu, en acımasız silaha dönüşebilir. Еще нет. Семя мужчины самое жестокое его оружие.
Şu an maruz kaldığı işkence, hayal edilemeyecek kadar acımasız. Пытка, которой он сейчас подвергается, невероятна по жестокости.
Tıpkı hakim gibi ben de bu acımasız cinayetten çok etkilendim. Как и судья, я глубоко потрясен жестокостью этого убийства.
Katil ne kadar acımasız olursa El'in güçleri o oranda artar. Чем более порочным был убийца, тем больше сила руки.
Garip bir şekilde acımasız olan hayat, Norma Desmond'a acımıştı. Жизнь, временами такая странная, смилостивилась над Нормой Дезмонд.
O acımasız biridir ve her ne büyüsü yaparsa yapsın bunun sonuçları olacaktır. Он безжалостный, и все заклинания которые он мог сделать. Будут последствия!
Bu dünya kadınlara karşı çok acımasız... Этот мир слишком жесток к женщинам...
Birisi bu dalga geçmelerin oldukça acımasız olduğunu söyledi. Парень сказал, что дразнили его очень жестоко.
Bu zayıf, beyaz adam, çocukları tatmin edilemeyen açlıklarıyla feryat ettiğinde aynı acımasız yalanla onları da besler. А когда дети бедных белых мужчин выли от неутолимого голода, они кормили их той же жестокой ложью.
Seni öldürecekleri için dua ediyorsun bunu, acımasız tarafından sana sunulan bir merhamet hediyesi olarak görüyorsun. Ты молишься, чтобы они убили тебя, что найдется кто-то безжалостный, кто проявит милосердие.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.