Beispiele für die Verwendung von "Pahalı" im Türkischen

<>
Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım. Я всегда покупаю продукт высшего качества, даже если он немного дорогой.
Pahalı Hawaii gezisi biletine ne demeli peki? А как же дорогая поездка на Гавайи?
Minik bardak, büyük ofis, pahalı takım. Крошечные чашечки, большой кабинет, дорогие костюмы.
Güneyi vurduğunda, insanların ilk yaptığı şey pahalı terapistlere para harcamayı bırakmak oldu. Когда всё ухудшилось, первым делом люди прекратили тратить деньги на дорогих терапевтов.
Transilvanya'da yün ne kadar pahalı hiç haberin var mı? Вы хоть представляете, сколько стоит шерсть в Трансильвании?
Yani, Manhattan oldukça pahalı yer,, 000 yenle bile. Манхеттен может быть довольно дорогим, даже если у тебя иен.
Bu çok pahalı, geceliği Euro. Это слишком дорого, евро ночь.
Mattie, üzerindeki çok pahalı bir palto. Мэтти, на нём очень дорогое пальто.
Her zaman pahalı bir otelde yaşamak istemişimdir. Я всегда мечтал жить в дорогом отеле.
Okul için pahalı bir klavsen aldı. Он купил дорогущий клавесин для школы.
Yani Scott, çok pahalı bir mücevher çaldığını sandı. Получается, Скотт думал, что украл дорогую драгоценность?
Santa Maria'ya gideceğim ve bunları iki katı pahalı satacağım. Отправлюсь на Санта Марию и продам это вдвое дороже.
Fiyatı, 000 Sterlin olacak ve bu da onu VW Scirocco'dan daha pahalı yapar. И она будет стоить $ что делает ее более дорогой, чем VW Scirocco.
Ama gerçek suçlular şehrin merkezinde, Wall Street 'teler. Bir senede kazandığımızdan daha pahalı takım elbiseler giyiyorlar. Но настоящие преступники разгуливают по Уолл-Стрит в костюмах, которые стоят больше, чем мы зарабатываем за год.
Yüksek kalitede bir kırmızı şarabın tam olarak ermesi özel bir bilgi birikiminin yanı sıra pahalı saklama yöntemleri ve donanım da gerektirmiş ve bu da ürünün fiyatının yüksek olmasına neden olmuştur. Выдерживание высококачественного красного вина требовало специальных познаний, соблюдения технологии хранения и дорогостоящего оборудования, что делало его в результате ещё более дорогим.
Bu anlamda, burası dünyanın en pahalı lokantası olabilir. В этом смысле это самый дорогой ресторан в мире.
Ciddi söylüyorum, burada yemekler gerçekten pahalı. Я серьезно, здесь очень дорогая еда.
Pahalı takıp elbiseler giyerdi ama o takım elbiselerin altındaki hâlâ sokaklardaki Benny'di. Носил дорогие костюмы но под этими костюмами по-прежнему был Бенни с улицы.
New York'taki en pahalı motosikletin sahibini öğrenelim bakalım. Давай найдем владельцев самых дорогих мотоциклов в Нью-Йорке.
Spike sana pahalı bir yemek veya tatil borçlu ihaneti kimin planladığını tahmin etmeyi başlattığı için. Спайк должен тебе обед или пусть отправит в путешествие. Смотря, сколько стоит его предательство.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.