Beispiele für die Verwendung von "hayal" im Türkischen

<>
Biriyle bu kadar uzun süre birlikte olabilmeyi hayal edebiliyor musun? Невозможно представить, что кто-то может быть вместе так долго.
Uzun süredir Jaffa'nın bir gün özgür olmasını hayal ettim. Я долго мечтал, что однажды Джаффа станут свободными.
Ve şimdi hayatımı sensiz yaşamayı hayal bile edemiyorum. И теперь я не представляю жизни без тебя.
Kendi çocuğunun seni reddettiğini hayal et. Представь, собственный ребенок отвергает тебя.
Genç öğrencilerinde hayal gücü kıvılcımı ateşleyen bir hikaye. Ту, которая разожгла воображение твоего молодого ассистента.
Bu evin içini görmeyi hep hayal etmişimdir. Всегда мечтала побывать, внутри такого дома.
Bu çizginin zaman olduğunu hayal edin, olur mu? Представьте, что линия - это время, ладно?
Şimdi benimle beraber bir şeyi hayal etmeyi deneyin. Сейчас, просто попробуйте вообразить кое-что для меня:
Bu hayal edebileceğin her şeyden daha kuvvetli bir güç. Это сила более мощная чем ты можешь себе представить.
Gerçek dünyada hayal kırıklığı yaşadığında, bir şeyler yaratıyorsun. Вызывать что-то в воображении, когда реальный мир разочаровывает.
Hikayemizdeki bir sonraki adım için hayal gücünde çok büyük bir sıçrama gerekiyordu. Потребовался огромный скачок воображения, чтобы сделать следующий шаг в нашей истории.
Benim satış temsilcisi hayal kimsenin kapılarına üzerinde yeni bir restoran ya da mağaza açma konusunda. Мои торговые представители там, где кто-то только мечтает об открытии нового ресторана или магазина.
Bu durum, farklı bir şeyler yapmayı hayal edeceğim uykusuz geçecek aylar anlamına geliyor herhalde. Меня ждут долгие месяцы бессонных ночей в размышлениях, мог ли я сделать что-либо по-другому.
İnsanlar öldüğü için mi yoksa bahsi kaybettiğim için mi daha çok hayal kırıklığına uğradığını anlayamadığımı biliyorsun. Не могу понять, вы больше расстроены, что погибли люди или что я проиграл пари.
Her insan nasıl öleceğini kafasında hayal eder. Каждый человек представляет, как он умрёт.
Hala beni dağ polisi şapkasıyla hayal ediyorsun, değil mi? Ты всё ещё представляешь меня в этой шляпе, да?
Evet. Fiziksel temasın eksikliğini hayal etmek zor. ama kesinlikle imkansız değil. Трудно представить такое в отсутствие физического контакта, но не невозможно.
Sence bizim için hayal ettiğim hayat bu mu? Думаешь, такой жизни я для нас хотел?
Starina onları hayal kırıklığına uğratmayacak, bu halinde bile. Старина не разочарует их, даже в таком состоянии.
Gittikçe daha kolay olarak; hayal ve gerçeklik geçmiş ve şimdiki zaman arasında sürüklendim. Я дрейфовал между фантазиями и реальностью, между прошлым и настоящим с нарастающим облегчением.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.