Beispiele für die Verwendung von "ortaya çıkmazsa" im Türkischen

<>
O silah ortaya çıkmazsa, ben giriyorum. Если пистолет не всплывает, вступаю я.
Sofia ortaya çıkmazsa büyük bir sorun yaşayacaksın. Если София не появится, ты ответишь.
Eğer ortaya çıkmazsa ne olur? Что если он не появится?
Hem Laguna yarın ortaya çıkmazsa, onun payı da bize kalır. Если Лагуна не покажется завтра, на одного человека будет меньше.
Sürdürülebilirlik Hikayeleri blogu ile yaptıkları bir mülakatta, standart Porto "adalarına" yaptıkları turların çok popüler olduğunu söylüyorlar. Bu adalar, "Sanayi Devrimi sırasında şehre göçen ucuz işgücüne yaşam alanı olarak ortaya çıkmış." В интервью для Sustainability Stories Blog они рассказывают, что один из наиболее популярных туров ведет на типичные "острова" Порто - многоквартирные дома, которые "появились во время промышленной революции как способ размещения дешевой рабочей силы, прибывающей в город".
Bak, eğer bir sonuç çıkmazsa en azından biraz gülmüş oluruz. Если в итоге это кончится ничем, то мы хоть посмеемся.
Bu haftasonu Madridliler, başbakan Mariano Rajoy'un ortaya çıkan yeni yolsuzluk iddialarını protesto etmek için sokaklara döküldüler. В прошедшие выходные жители Мадрида в массовом порядке вышли на улицы, чтобы показать премьер - министру Мариано Рахою свою ярость в свете новых обвинений в коррупции.
Filmin sonunda aşçı katil çıkmazsa ben ne olayım! Если под конец фильма повар не окажется убийцей, ну я не знаю!
Oswald Danes'in hayatta kalmasının çok daha büyük bir hikayenin içindeki, ilk olay olduğu ortaya çıktı. То, что Освальд Дэйнс выжил, стало первым случаем в череде гораздо более интересных событий.
Talia onu haftalarca orada tuttu sonra biz ortaya çıktık diye bir anda kendine mi geldi? Он был у Талии недели и неожиданно она его оставляет, как только мы появились?
Adam da demiş ki: Tanrı hiç ortaya çıkmadı. Он говорит, "Бог так и не появился.
Bana bunun da senin maymun iştahlılığın sonucu ortaya çıkan bir şey olmadığını bunu yaparak nelerden vazgeçtiğini bildiğini kanıtla. Докажи мне, что это не просто еще одна из твоих прихотей что ты знаешь от чего отказываешься.
Babanın ortaya çıkma ihtimaline karşı bir ajanı burada bırakıyorum. если ваш отец объявится, я ухожу из агентов.
Sonra bir kaç sayfa olmadığı ortaya çıktı. Оказалось, это вовсе не пара страниц.
Reston'un kampanyası bugün adayın ortaya çıkan yeni videosuyla büyük bir yara aldı... Кампания Рестона понесла сегодня тяжелый удар в то время как видео кандидата...
Gerçek ortaya çıkınca, hain sen olacaksın. Когда всё всплывёт - предателем станешь ты.
Kuşlar neden ortaya çıktı? Почему вдруг появляются птицы?
Bir gün, senden genç ve daha zeki birinin ortaya çıkabileceğini hep biliyordun. Понятно же, что рано или поздно появится кто-то моложе и умнее тебя.
Bildiğin gibi Wheeler zaten ortaya çıkacaktı. Ты знал, что Уилер появится.
Silah da birdenbire ortaya mı çıktı? И пистолет просто появился из ниоткуда?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.