Beispiele für die Verwendung von "tanıklık yapmak" im Türkischen

<>
Tanıklık yapmak için saatten az bir süre kaldı. Мне давать показания меньше, чем через сутки.
Matt aleyhine tanıklık yapmak istiyorum. Я хочу свидетельствовать против Мэтта.
Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar. Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть.
Şimdiye kadar onun aleyhinde tanıklık yapacak kimseyi de bulamadık. И у нас нет свидетелей, которые дадут показания.
Hayır. Şirketim tarifi almak için ne gerekiyorsa yapmak istiyor. Моя компания хочет сделать все, чтобы получить рецепт.
Nelson Sanders'a karşı tanıklık yapmaya ikna etti. Убедили его дать показания против Нельсона Сандерса.
Bazen satıcılar kendi özel karışımlarını yapmak için kokainle başka uyuşturucuları karıştırır. Иногда дилеры смешивают кокаин с другими наркотиками, делают свою смесь.
Yeni bir davranış şekline tanıklık ediyoruz. Мы стали свидетелями именно такого поведения.
Nerede yapmak istersem, orada yaparım. Я могу заниматься, где пожелаю.
Yani sana tanıklık yapacak şey, yağlamakta olduğun bir zincir testere. Выходит, твоё алиби в том, что ты смазывал бензопилу.
Onu buranın idarecisi yapmak için anlaşmışlardı. Они согласились сделать его здешним губернатором.
Duruşmada neye tanıklık ederse geçersiz sayılacak. Его показания в суде запросто дискредитируют.
İnanılmaz bir yaratıktı ve onunla ilgili bir müzikal yapmak çok parlak bir fikir. Она была потрясающим созданием, и это великолепная идея сделать о ней мюзикл.
Buna tanıklık edebilecek birisi var mı? Может кто-нибудь сегодня стать моим свидетелем?
Beni astronot mu yapmak istiyorlar? Они хотят меня сделать астронавтом?
Jake bu şekilde tanıklık edemez. Джейк не может давать показания.
Bir seri test yapmak zorundayız. Мы должны сделать ряд тестов.
Siz de onun yerine benim tanıklık edip etmeyeceğimi mi merak ediyorsunuz? И Вы надеялись, что я смогу дать показания вместо него?
Bir işi yapmak vardır bir de yapmamak vardır. Bu kadar! Есть дело, которое надо раскрыть, и больше ничего!
Peki siz de bu yasadışı görüşmeye tanıklık ettiniz mi Bay Gardner? И вы видели этот незаконный обмен мнениями тоже, мистер Гарднер?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.