Ejemplos del uso de "tehlikeye atıyorum" en turco

<>
Geç saatte burada kalarak işimi tehlikeye atıyorum. Я рискую, задерживаясь здесь после работы.
Burada olmakla bir şeyleri tehlikeye atıyorum Jack. Я рискую, находясь здесь, Джек.
Sizi uyararak kendi hayatımı da tehlikeye atıyorum. Предупреждая вас, я рискую собственной жизнью.
İşimi bırakıyorum, onun yüzünden mesleğimi tehlikeye atıyorum, o da beni bir iki dakika daha beklemiyor. Я жертвую работой, всей своей карьерой ради нее, а она не может подождать пару минут.
Belkide başkentteki mükemmel bir iş fırsatını tehlikeye atıyorum gibi hissediyorum. Возможно, я ставлю под угрозу блестящую карьеру в Вашингтоне.
Nasıl oluyor da tüm dünyayı dolaşıyorsun her yasayı çiğniyorsun ama sonra ben burada senin için işimi tehlikeye atıyorum? Почему ты носишься по миру, нарушаешь все известные законы, а я рискую ради тебя своей работой?
Hayatımı Lucy ve Wyatt için tehlikeye atıyorum. Я рисковал жизнью ради Люси и Вайета.
Evet, tabii ne demezsin, takımı tehlikeye atıyorum çünkü herkesten daha iyi bildiğimi sanıyordum. Да, а я подставила команду, потому что думала, что я лучше остальных.
İlk yağmur ve şiddetli rüzgar kendini gösterdiğinde insanlar hala ahşap panellerine çekiçle vuruyor, market alışverişlerini yapıyor, Facebook'ta canlı yayın başlatıyor ve hayatlarını tehdit eden gelgite tanık olmak için kendilerini tehlikeye atıyorlardı. Первые ливни и порывы ветра уже достигли островов, и люди продолжали заколачивать свои окна деревянными досками, совершать последние пробежки в супермаркет, вести трансляции в Facebook и рисковать жизнью, чтобы стать свидетелями смертоносного величия огромных волн и прилива.
Bir zeytin alıyorum, şu bardağın içine atıyorum, ama işte burada. Я беру оливку и бросаю ее в бокал. Но она вот тут.
Geri kalan bizleri tehlikeye atıyorsun. Ты всех нас подвергаешь опасности.
Geri dönmek için can atıyorum. Не могу дождаться своего возвращения.
Burada geçirdiği her saniye hayatını tehlikeye atıyor. Каждую секунду здесь он рискует собственной жизнью.
Fikirlerini duymak için can atıyorum. Буду рад выслушать ваши идеи.
Bizi, onu tekrar tehlikeye soktuğuna inanamıyorum. Снова подверг нас, ее такой опасности.
Onu görmek için can atıyorum. Я так хочу его видеть.
Onu tehlikeye atar mıydınız, Kardinal Borgia? Вы подвергнете его опасности, Кардинал Борджиа?
Böylelikle seni Silahşor alayıma atıyorum. Я назначаю вас королевским мушкетером.
Kendi hayatını tehlikeye atarak bu teşkilat ve bu ulus için çok önemli şeyler yaptığını. Ты сделала нечто важное для Агентства и для страны, подвергая себя огромному риску.
Ona yardım etmek için hayatımı riske atıyorum? Почему я рискую жизнью, спасая его?
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.