Sentence examples of "Nefes" in Turkish

<>
Bazı İngilizler suyun altında kulaklarıyla nefes alabilir. Некоторые англичане могут дышать в воде ушами.
Şimdi, sadece nefes almaya devam etmeni istiyorum. Сейчас я просто хочу, чтобы ты дышала.
Tek bir derin nefes bile seni öldürür. Один глубокий вдох, и ты труп.
Nefes almak için havaya ihtiyacımız var. Suya, ısıya, yemeğe. Нам необходим воздух для дыхания, вода, тепло, пища.
Dili şişiyor ve nefes yolu kapanıyor, bu yüzden hava alamıyor. Язык отёк, дыхательные пути закрыты. Он вообще не получает воздуха.
Şimdi, gözleriniz kapalı, yavaşça nefes alın. Теперь, с закрытыми глазами, дышите медленно.
Latin'in aldığı her nefes senin için bir yük. Каждый вздох латина это бремя на вашей душе.
Son aşamalarda kurban dakikada sadece bir ya da iki kere nefes alır. На последней стадии - жертва вдыхает воздух лишь пару раз за минуту.
Yüzeye çıktığımda aldığım ilk nefes, sanki yeniden doğduğumu hatırlattı. Тот первый глоток воздуха - это как-будто я заново родился.
Lütfen, tükürüğünü yut, bir nefes al ve konuşmamıza devam edebilelim. Давай ты проглотишь свою слюну, глубоко вдохнёшь и потом мы продолжим.
yaşında, erkek. Lösemisi remisyonda. Sol kolu felç oldu ve nefes almakta güçlük çekiyor. Мужчина, года, лейкемия в ремиссии, паралич левой руки и затруднённое дыхание.
Yaşadığı travma göğsünde bir hava baloncuğuna sebep oldu ve bu ona nefes problemleri yaşatıyor. Из-за травмы появился пузырек воздуха в его груди, который создает проблемы с дыханием.
İki haftadır kendi başına nefes alıyorsun, ama kendinde değildin. Еще пару недель ты дышал сам, но без сознания.
Kendimi yaşayan, nefes alan bir ölümlü yapma fırsatını gördüm. ve "Neden olmasın?" diye düşündüm. Я увидел возможность сделать себя живым, дышащим смертным и подумал "А почему бы и нет?"
Dorius nefes aldığı sürece Asya'nın meşru Kralı o! Ve ben de havaların kralıyım! Пока Дарий дышит, он законный царь Азии, а за мной - пустота.
Azıcık geri dur Domingo, sanki benim yerime nefes alıyor gibisin. Отступи назад, Доминго, ты как будто дышишь за меня.
Nefes alırken zorlanıyorum. Buradan çıkmaya çalışırken elimi incittim. А еще руку повредил, когда пытался выбраться.
Canım, onayladığını söyle de rahat nefes alsın. -İşini etkilemesini istemem. Дорогая, скажи ему, что даешь добро и он сможет дышать.
Soruşturma kapsamında bir polis memuruna göre, mağdur kelepçeli bulundu, nefes alıyor fakat konuşamıyordu. По словам полицейского, участвовавшего в расследовании, жертва была пристегнута наручниками, она дышала, но не могла говорить.
Efendi daha sen bir nefes bile almadan seni öldürür, tabi şansın varsa. Мастер убьет тебя, до того как ты сделаешь вдох, если повезет.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.