Sentence examples of "devam etmeyi" in Turkish

<>
Kendi ayaklarımızın üstünde durup devam etmeyi isteriz. Мы хотим гордится собой и двигаться дальше.
"Ve güçlendim, Devam etmeyi öğrendim" И стал сильнее. И научился выносить одиночество...
Delil tek bir yönü göstersede araştırmaya devam etmeyi öğreniyorum. Я продолжаю копать даже если доказательства показывают совсем другое.
Savaşmak yerine şu Chase kızıyla günahlarıma devam etmeyi tercih ederim. Я бы лучше удовлетворял мои грешные побуждения с девочкой Чейз.
Ve düşündüm ki, hayatımıza devam etmeyi başarabilirsek bir şekilde ilerleyebilirsek, önünde sonunda her şey yoluna girecekti. Тогда мне казалось, что, если мы будем жить дальше, всё наладится. И нам станет легче.
Ben yoluma devam etmeyi planlıyordum. Я планировала продолжить своё путешествие.
Özellikle ikisini de yapmaya devam etmeyi düşünüyorsan. Ты же не хочешь вернуться к прошлому?
Sonraki gün Dave Mustaine de bir mesaj paylaştı, mesajında MacDonough ile aralarında hiçbir problem olmadığını ve arkadaş olarak kalmaya devam etmeyi umduğunu belirtti. На следующий день фронтмен группы Дэйв Мастейн написал, что не может сказать ничего плохого о Макдонау и надеется, что они останутся друзьями.
Ateş etmeyi, gizlemeyi, Hedefini tutmak için. Он научился стрелять, прятаться, выслеживать цель.
Formosa ve Vietnam hükümeti arasında milyon dolarlık bir anlaşma olmasına rağmen, hükümetin yavaş hareket etmesi ve çelik fabrikasının sahibi olan holdingin sorumluluktan yoksun oluşunun yarattığı öfke ve hüsran ülke sınırlarını aştı ve geçen bir yılda da devam etti. Медлительность правительства, а также отсутствие подотчетности в отношении металлургического завода вызвали гнев и отчаяние, которые вылились в массовые протесты по всей стране и продолжаются уже целый год, хотя правительство Вьетнама и заключило с заводом соглашение на миллионов долларов США.
Yardım etmeyi teklif ettim. Я же хотела помочь.
Makalenin yazıldığı yaz aylarının sonlarına doğru, Kriz Dernekleri ve Genç Yaşıt Eğitimi Birliği ('Y - PEER "), neden kız kaçırma geleneğine karşı mücadele edilmesi gerektiğini anlatan kısa skeçler sunarak karşı kampanyalarına devam etti. Позднее тем же летом была написана статья, а Ассоциация кризисных центров и Молодёжная сеть равного обучения "Y - PEER" продолжили кампанию посредством небольших зарисовок о том, почему нужно бороться с похищением невест.
Daha genç ama önderlik etmeyi biliyor. Он молод, но умеет руководить.
İnsan vücudu ölü olmasına rağmen aktif olmaya devam ediyor. Будучи мертвыми, человеческие тела все еще остаются активными.
Birileri parti verip beni davet etmeyi mi unuttu? Кто-то решил устроить вечеринку и забыл пригласить меня?
Söyleyecek bir şeyin yokmuş gibi davranmaya devam mı edeceğiz? Или продолжим притворяться, что тебя ничего не тревожит?
Zamanında ateş etmeyi bilmiyor. Он не умеет выжидать.
Kafa sallayıp, yoluma devam etmek istiyorum. Я хочу просто кивнуть и идти дальше.
Beni takip etmeyi bırak. Кончай ходить за мной.
Bana tamam deyin ben de devam edeyim. Скажите, если согласны и мы продолжим.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.