Sentence examples of "eşit derecede" in Turkish

<>
Ancak, her iki taraf da birbirinden eşit derecede haz etmezse amacına ulaşamaz. Однако, это оказывается безуспешным, если оба партнера неодинаково увлечены друг другом.
Bunlar da eşit derecede önemli mi sizce? Вы думаете, это столь же важно?
Her davaya eşit derecede önem veririz, Bay Carson. Мы работаем усердно над каждым делом, мистер Карсон.
Sizin durağa olan seyahatiniz de elbette eşit derecede verimsizdi. И ваша поездка в парк была столь же бесплодна.
Bayan Alice'in, eşit derecede beyinsiz ve tehlikeli kocalar cezbetme konusunda inanılmaz bir becerisi vardır. У мисс Элис есть удивительная способность привлекать спутников, в равной степени глупых и опасных.
Bakın, babanız bazen aklında olmayan şeyleri söyler. En çok sevdiği felan yok. Hepinizi eşit derecede seviyor. Слушайте, папа сказал это необдуманно, у него нет любимчиков, он любит вас всех одинаково.
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
Filistin halkından büyük bir sıcaklık ve destek görüldü ve yol boyunca Iman, Shareef ve DiaaMahmoud gibi projeye paha biçilemez derecede katkıda bulunan arkadaşlar edindim. Люди Палестины оказали много тепла и поддержки этому арт - проекту; на этом пути я приобрела таких друзей как Иман, Шариф и ДиаМахмуд, невероятно много сделавшие для развития моей идеи.
Artık eşit miktarda alıyoruz. Теперь мы получаем поровну.
Korkunç derecede karanlık bir dünya görüşün var Fraser. У тебя чрезвычайно мрачное видение мира, Фрэйзер.
Ben de onunla eşit değil miyim? Разве мы с ним не равны?
Kaya sınıfı, jilet gibi keskin dişler korkunç derecede güçlü, yer altından avlanıyor. Каменного типа, острые как бритвы зубы, невероятно сильный, охотится из-под земли.
Yılan onları, her şeye gücü yeten Tanrı ile eşit olacaklarına dair ikna etmişti. Он убедил их, что они.. могли бы стать равным самому Господу Богу.
Bense hafif derecede çoklu kişilik bozukluğu yaşayan başarılı bir kadın olarak kalacağım. Я по-прежнему буду очень успешной деловой женщиной с легким диссоциативным расстройством личности.
Burada herkese eşit olanaklar sunulur, Bay McCullers. Мистер МакКаллерс, здесь у всех равные возможности.
O kaplumbağa için yaptıklarım için kendimlen inanılmaz derecede gurur duyuyorum! Я очень горжусь тем, что сделал для этой черепахи!
Evet ama eşit goriller değiliz. Ну наши гориллы не равны?
Alan kesinlikle karamsardı Philippe ise olağanüstü derecede gergindi. Алан был очень хмурый, Филипп ужасно напряженный.
Kârlar hepimizin arasında eşit şekilde paylaşılacak. Прибыл будет поделена поровну между всеми.
Rahatsız edici derecede ısrarcısın. Но ты крайне надоедлив.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.