Sentence examples of "fazla acı" in Turkish
Eğer gönül rızasıyla verdiyse bu bilgiyi, fazla acı çekmemiştir.
Если он добровольно ею поделился, его страдания были недолги.
Daha fazla acı çektirememiş olmamın getirdiği o pişmanlık duygusu.
Сожаление, что я не смогла причинить больше боли...
Yarayı korumak için enfeksiyonu önlemek için hastanın daha fazla acı çekmesini engellemek için.
чтобы защитить повреждение, не допустить инфекцию, и чтобы пациент меньше страдал.
Fakat bu sefer, bu popüler Facebook sayfasının ardındaki gençler Yangoon'un dışında kalan Myanmar halkının durumu hakkında daha fazla şey bulmayı umuyor.
Однако сейчас тинейджеры, принимающие участие в этом известным Facebook - проекте, планируют узнать больше о положении жителей Мьянмы за пределами Янгона.
Daha fazla fotoğraf için Tatsuya Tanaka'nın Instagram sayfasını inceleyin.
Зайдите в Instagram Танаки, чтобы найти еще больше фотографий.
Bu güzellik kötüleri hızlı iyileri ise yavaş ve acı bir şekilde öldürür.
Эта красавица убивает плохих быстро, а хороших - мучительно и долго.
Faciadan en çok etkilenen ülke Belarus'ta Çernobil radyasyonu nedeniyle 00'den fazla kişi tiroit problemi yaşıyor, milyondan fazla kişi ise yüksek bulaşma derecesindeki bölgelerde bulunmakta.
более чем человек в Белоруссии, стране, больше всего затронутой катастрофой, имеют проблемы с щитовидной железой, спровоцированные чернобыльской радиацией, и более миллионов людей живут в районах страны с высоким риском заражений.
Katılımcıların çoğu, topluluk dillerinin muhafaza edilmesi ve yeniden canlandırılması için gerekli ihtiyaçları müdafaa edebilmek için çalıştaylarda devlet yetkililerinin varlığı için talepte bulundular. Meksika'da düzenlenen çalıştaydan alınan geribildirimlere nispeten, katılımcılar mevcut dijital projelerini tüm gruba tanıtmak için daha fazla vakit elde ettiler.
Многие высказались в пользу необходимости большего присутствия представителей государственной власти на подобных мероприятиях, что позволило бы их участникам напрямую обращаться к властям с требованиями о защите и поддержке их усилий по сохранению и возрождению родных языков.
Hala süren çatışma ve temel ihtiyaçların sadece %'sinin karşılanmasıyla, Miyanmar'lı IDP'lerin durumu endişe verici ve daha fazla yardım ve mali destek içinse umutları tükenmiş.
Военные действия продолжаются, удовлетворены лишь% базовых потребностей, поэтому положение ВПЛ в Мьянме практически критическое, и им остро необходимо большее финансирование и финансовая поддержка. Изображение профиля Facebook - страницы Rangoon Revealed
Bu aşılardan ailene veya herhangi birine bahsedersen aklının alamayacağı kadar acı verici ve yavaş şekilde ölmeni sağlarım.
Расскажешь про это родителям, кому угодно, и я позволю тебе умереть медленной и мучительной смертью.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert