Sentence examples of "izin verdiğini" in Turkish

<>
Sen bize Charlie'nin başka kadınla yatmasına izin verdiğini mi söylüyorsun? Хочешь сказать, что позволила Чарли переспать с другой женщиной?
Kiera, bana Alec Sadler'in gitmesine izin verdiğini söyledi. Кира сказала мне, что ты отпустила Алека Сэдлера.
Brennan'a benim ona bir parti düzenlememe izin verdiğini söyledin. Ты сказал Бреннан разрешить мне отвести ее на девичник.
Yani bilerek annenin uyumasına izin verdiğini mi söylüyorsun? Хочешь сказать, что он нарочно напоил ее?
Tanrının o savaşların başlamasına neden izin verdiğini söyle peki. Тогда скажи, почему Бог допустил все эти сражения?
Raina'nın yeteneğinin ona olayları daha olmadan görebilmesine izin verdiğini düşünüyoruz. Мы думаем, что дар Рэйны позволяет ей видеть будущее.
Milli güvenlik söz konusuyken hiçbir hakimin bir gazeteciye kaynağının ismini koruması için izin verdiğini görmedim. Не знаю ни одного судью, позволившего не раскрывать источник, если речь о нацбезопасности.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Tanrı'nın verdiğini yalnızca Tanrı alır. Бог дал и Бог взорвал.
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Benedict'e kaynağı, senin verdiğini söyleyecekler. Что именно ты дал Бенедикту источник.
Boş kargo ambarlarından birini botanik bahçesine çevirmek için izin istiyorum. Я бы хотел попросить разрешение переделать пустой склад в оранжерею.
Emri içeriden onun verdiğini mi düşünüyorsun? Думаешь, он отдал приказ оттуда?
Sen de herşeyin onunla ölmesine izin mi verdin? Ты позволишь всему этому умереть вместе с ней?
Bunu bir düşün sonra da neye karar verdiğini bana söyle. Подумай об этом и сообщи мне, что ты решил.
Dışarı çıkmama izin ver. Отпусти меня. Не могу.
Bize bu güçleri Tanrı'nın verdiğini mi zannediyorsun? Ты думаешь Бог дал нам эти силы?
Kaçmasına izin verme, polis kız. Не дай ей уйти, офицер.
Vicky'nin sana bir zarf verdiğini söyledin. Ты сказал Вики дала тебе конверт.
Götverenin paçayı kurtarmasına izin mi vereceksin? Собираешься позволить этому засранцу снова вывернуться?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.